Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/7527 E. 2014/567 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/7527
KARAR NO : 2014/567
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, olay günü katılanı önce telefon ile arayıp kendisini Tubitak’ta görevli olarak tanıtarak eşinin Tübitak kurumu tarafından onur üyesi seçildiğini, bu nedenle kendilerine 117 ekran LCD televizyonun hediye olarak verileceğini belirttikten sonra, aynı gün katılanın ikametine gelerek televizyonun sözde bandrol ücreti olan 550 TL parayı katılandan almak suretiyle haksız kazanç elde ettiğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, teşhis tutanağına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, benzer şekilde gerçekleştirdiği eylemler nedeniyle İzmir ilinde yakalanmasından sonra gazetelerde yayınlanan fotoğrafının katılan tarafından fark edilmesi ve emniyet

müdürlüğüne durumun bildirilmesi üzerine sanığın kimliğinin tespit edildiği ve katılanın, duruşmada hazır bulundurulan sanığı kesin bir şekilde teşhis ettiğinin de anlaşılması karşısında; sanığın, katılana yönelik gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 58/7. maddesi gereğince mükerrirler hakkındaki infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.