YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/7513
KARAR NO : 2014/547
KARAR TARİHİ : 20.01.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/334014
MAHKEMESİ : Keşan Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 31/05/2011
NUMARASI : 2010/251 (E) ve 2011/347 (K)
SANIK : M.. Ç..
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın Keşan ilçe merkezinde beyaz eşya dükkanı işlettiği, tanık Özcan’ın katılana ait mağazada şoför, tanık Kazım’ın şoför yardımcısı olarak çalıştığı, olay günü sanığın, işyerine gelerek, torununa çeyizlik eşya alacağını söyleyip bazı eşyaları beğendiği, işyerinin kartını alarak, torunuyla konuştuktan sonra karar vereceğini söylediği, on beş dakika sonra, temyiz dışı sanık S.. Ç..’ın tek başına gelerek, kendisinin az önce gelen kişinin torunu olarak tanıtıp, bir adet laptop ve 1 adet LCD televizyon satın aldığı ve parasını teslim yerinde dedesi tarafından ödeneceğini söyleyerek, eşyaların servisle Paşayiğit beldesinde bulunan evine götürülmesini istediği, satılan eşyaların yüklendiği araç, içerisinde tanık K.. A.. ve Ö.. Ö.. ile Serkan olduğu halde Paşayiğit beldesine doğru yola çıktığı, Serkan’ın yolda, mermer ocağında bulunan sanığı kastederek “önce dedemi göreyim” dediği, mermer ocağına uğradıklarında, sanığın, yazıhaneden çıkarak aracın yanına geldiği, mermer ocağının sahibi olduğunu, üzerinde para bulunmadığını, elemanı bankaya para çekmek üzere yolladığını ve araçtaki malları Paşayiğit beldesine götürüp bıraktıktan sonra dönüşte parayı kendisinin vereceğini tanıklara söylediği, bunun üzerine tanıklar ve yanlarında sanık Serkan olduğu halde Paşayiğit beldesine gittikleri, temyiz dışı Serkan’ın iki katlı bir evi göstererek, bu evin bahçesine eşyaları indirmelerini istediği, tanıkların da eşyaları buraya indirdikleri, Serkan’ın,
evin kapısını çaldığı ancak açan olmadığı, bunun üzerine “annem evde değil her halde” diyerek cep telefonu ile annesini aradığı, bir süre konuştuktan sonra dedesi olarak tanıttığı sanık Mehmet Ali’yi aradığı, konuşurken telefonu tanık Özcan’a verdiği ve sanık M.. Ç..’ın, tanık Özcan’a “eşyaları bırakıp gelin, paranız bende hazır” dediği, bunun üzerine tanıkların eşyaları Serkan’a teslim ederek parayı tahsil etmek için mermer ocağında bekleyen sanık Mehmet Ali’nin yanına gittikleri, orda çalışanlara sorduklarında, sanığın mermer sipariş etmek için atölyeye geldiğini, ancak sipariş vermeden ayrıldığını, mermer atölyesi ile bir alakasının olmadığını söyledikleri, bunun üzerine tekrar eşyaları bıraktıkları Paşayiğit beldesine gittiklerinde de, eşyaların ve Serkan’ın orda olmadığını gördükleri, böylece sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Sanık, aşamalarda değişmeyen ifadelerinde, katılanı ve tanıkları tanımadığını, anlatılan olayların doğru olmadığını belirtmesi, katılana ve tanıklara soruşturma ve kovuşturma aşamasında kendisini dolandıran şahsın sanık olup olmadığı hususunda herhangi bir canlı teşhis de yaptırılmamış olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından; katılan ve tanıklar ile sanığın mahkemede yüzleştirilerek dolandırıcılık yapan kişinin sanık olup olmadığının kesin olarak belirlemesi, bu mümkün olmadığı taktirde sanığın teşhise elverişli yeni çekilmiş fotoğraflarının temin edilerek ve güvenlik kamerası kayıtlarında görünen kişilerle ilgili olarak cd inceleme tutanağı yaptırılıp, bu kişilerin açık kimlik bilgilerinin belirlenmesinden sonra ve burdaki kişinin sanık olup olmadığının kesin teşhisinin sağlanması, temyiz dışı Serkan’ın ifadesinde, yanındaki kişinin, C.E.. isimli kişi olduğunu, bu kişinin talimatıyla eşyalarını aldığını belirtmesi karşısında, böyle bir kişinin gerçekte var olup olmadığının araştırılması, var ise temyiz dışı Serkan’ın iddialarının sorularak, katılandan böyle bir eşya alıp almadığının belirlenmesi, katılan ve tanıklara gösterilerek, kesin teşhisin sağlanmasından sonra toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiren eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.