Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/7358 E. 2014/1954 K. 05.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/7358
KARAR NO : 2014/1954
KARAR TARİHİ : 05.02.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/338076
MAHKEMESİ : Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/06/2011
NUMARASI : 2010/52 (E) ve 2011/167 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık İ.. G..’ün katılanlara diğer sanık F.. S..’i bacanağı Er..K.. sahte ismiyle tanıtıp gümrük komisyonculuğu yaptığını, gümrüklerde tanıdıkları olduğunu söyleyerek gümrüklerde ortak iş yapmayı teklif ettikleri, bu sırada Gümrük Müdürlüğü tarafından yapılacak viski satışı ile ilgili ihaleden bahsettikleri, katılanların bu ihaleye girmek için ortaklaşa olarak topladıkları 28.000 TL’yi ihale bedeli olarak sanıklara verdikleri, ancak daha sonra teminatların zamanında yatırılamaması nedeniyle malları teslim almak için 45 gün bekleyeceklerini söyledikleri, yine bu süreç içerisinde sanıkların bu kez oto ihtisas gümrük müdürlüğünde yapılacak araba ihalesine girmeyi teklif ettikleri, katılanlar M..A..D.. ile M..T..’nun ortak olarak bu teklifi kabul ettikleri, katılan Menderes’in sanık Feysel’e İstanbul 34. Noterliğinde ismini E..K.. olarak bildiği için bu isme düzenlenen iş takip vekaletnamesini çıkartıp verdiği, ilk önce ihale bedelinin yarısı olan 32.000 TL’yi verdikleri daha sonra sanıkların ihaleyi kazandıklarını söylemeleri ve aracın da gösterilmesi üzerine yine 32.000 TL daha verdikleri ancak aracın teslim edilmemesi üzerine sanıkların Gümrük Müdürlüğünde yangın çıktığını söyleyip katılanları oyaladıkları, devamında katılanlarda oluşan güveni devam ettirebilmek için sanık Feysel’in kendisini E..K.. olarak tanıttığı bu isme düzenlenmiş 50.000 TL ve 14.000 TL bedelli 2 adet düzenleme tarihi olmayan senetleri doldurup imzalayarak katılanlar Menderes ve M..A..ye verdiği, sanık Feysel’in Gümrükler Başmüdürlüğünde tanındığını ve ve katılanlardan M..A..D..nin kardeşi olan F..D..i’yi Atatürk Havalimanında güvenlik görevlisi olarak işe aldırabileceğini söyleyerek güven telkin edip yol masrafı olarak katılan M.. D..’den 3.000 TL’yi akrabası olan tanık H.. A..’ın banka hesabına yatırmasını istediği, katılan ın da bu parayı 01.08.2006 tarihinde havale ettiği, daha sonra sanıkların ortadan kaybolduklarının anlaşıldığı olayda, sanık Feysel’in eylemlerinin dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını, sanık İmam’ın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-Sanık F.. S..’in katılanlar M.. D.. ve M.. T..’nun adını yazıp tanzim tarihi bulunmayan iki adet senedi aynı anda düzenleyip vermesi nedeniyle eyleminin zincirleme şekilde özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde belli bir kamu görevlisi yanında hatırlarının sayıldığından söz etmeksizin, gümrüklerde tanındıklarını söyleyerek iş yapabilecekleri vaadiyle katılanlar M.. D.., B.. K.. ve M.. T..’nu ihalelere girmeye ikna edip sanık Feysel’in aynı yöntemle katılan M.. D..’nin yakınının işe alınmasını sağlayacağından bahisle katılanlardan para almalarının 5237 sayılı TCK’nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden aynı kanunun 158/2 madde ve fıkrası ile ceza tayini,
3-Sanıkların, viski satışı ihalesi ile ilgili olarak katılanlar M.. D.., B.. K.., M.. T..’na yönelik eylemlerinin aynı anda birden fazla kişiden haksız menfaat temin edilmesi nedeniyle zincirleme şekilde dolandırıcılık, yine yenilenen suç kastı ile hareket edip bu kez oto ihalesi ile ilgili olarak katılanlar M.. D.. ve M.. T..’ndan aynı anda haksız menfaat temin etme eylemlerinin de zincirleme şekilde dolandırıcılık suçlarını oluşturduğu gözetilmeden 2 kez 157/1,43 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanıklara fazla ceza tayin edilmesi,
5-Kabule göre de; Sanık F.. S..’e ek savunma hakkı verilmeden 158/2. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilerek savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.