Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/6519 E. 2013/13891 K. 24.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/6519
KARAR NO : 2013/13891
KARAR TARİHİ : 24.09.2013

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın 43.113.043 emekli sicil numaralı dosyadan sağlık yardımı alan annesi … adına pankreas kanseri tanısı ile … … Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurarak 08/03/2007 tarih ve 8487 sayılı ilaç kullanımı ve hasta katılım payından muaf ilaç raporu düzenlettirdiği, annesine ait sağlık karnesini ve bu sahte raporu kullanarak yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilaçları eczanelerden almak suretiyle kurumu zarara uğrattı iddiasıyla sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açılmış ise de; … Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 07/01/2010 tarih ve 332
sayılı raporlarına göre, sanığın “psikotik bozukluk” denilen akıl hastalığına musap olduğu ve 08/03/2007 tarihinde işlediği iddia edilen resmi evrakta sahtecilik ve kamu kurumu aleyhine dolandırıcılık suçlarına karşı akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını tam olarak algılayamayacağı ve bu fiille ilgili olan davranışlarının yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olduğu ve TCK’nın 32. maddesinin tatbiki ile TCK’nın 57. maddesi gereğince korunma ve tedavi amaçlı akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanmasının uygun bulunduğunun belirtilmesi karşısında, sanık hakkında atılı suçlardan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 24/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.