Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/6318 E. 2014/822 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/6318
KARAR NO : 2014/822
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

Tebliğname No : 5 – 2010/320069
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/10/2010
NUMARASI : 2009/1007 (E) ve 2010/587 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1)Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde;
Katılana ait dersanede muhasebeden sorumlu eleman olarak çalışan sanığın, 17/04/2007 – 05/05/2007 tarihleri arasında yaptığı 1.355,00 TL tahsilatın 1.035,00 TL’sini kayıtlarda göstermeyip uhdesinde tuttuğu iddia ve kabul olunan olayda, soruşturma safhasında alınan 02/07/2009 tarihli bilirkişi raporuna müsteniden sanığın mahkumiyeti cihetine gidilmiş ise de kovuşturma safhasında alınan 15/06/2010 ve 10/08/2010 tarihli bilirkişi raporlarında ilk bilirkişi raporuna esas teşkil eden kasa defterinin resmi olarak tutulmayıp haricen her an düzenlenmesi mümkün olan bir defter olduğu üzerinde durularak katılanın 2007 yılı resmi defterlerini, fatura koçanlarını ve tahsilat makbuzu koçanlarını ibraz etmesi gerektiğini belirtmeleri karşısında, gerçeğin kuşkuya yer
vermeyecek şekilde tespiti bakımından; katılanın vergi usul kanunu hükümleri gereğince tutması gereken tüm resmi defter ve belgelerin celp edilip üzerinde ehil bilirkişi heyeti marifetiyle yaptırılacak inceleme ile sanığın uhdesinde tuttuğu tahsilat bulunup bulunmadığının kesin olarak tespiti; sanık müdafiinin dilekçe ve beyanlarında tahsilat makbuzu ve defter kayıtlarındaki imza ve yazıların bir kısmının sanığın eli ürünü olmadığını iddia etmesi karşısında, suça konu belgeler üzerinde bilirkişiye imza mukayesesi yaptırılmasından sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2) Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
3) 5237 sayılı TCK’nın 53/4 maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası ertelenmiş olan sanık hakkında anılan maddedeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.