Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/6247 E. 2012/41598 K. 18.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/6247
KARAR NO : 2012/41598
KARAR TARİHİ : 18.09.2012

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala Zarar Verme, Hakaret, Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Mala zarar verme ve hakaret suçlarından kurulan mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mala zarar verme suçu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanılış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.
Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.
Hakaret huzurda işlenebileceği gibi, gıyapta da işlenebilir. Gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için, mağdurun yokluğunda en az ikiden fazla kişilerle ihtilat edilerek yani en az üç kişinin hakaret sözünü öğrenmiş olması kaydıyla hakaretin yapılması şarttır. Mağdur bu sayıya dahil değildir. Mağdurun hazır olması halinde gıyapta hakaret den bahsedilemez. Kendileriyle ihtilat edilen kişilerin bir arada bulunmaları ve hakaret sözünü aynı anda öğrenmelerine gerek yoktur. İhtilat aktarma suretiyle gerçekleşmişse hakaret sözlerinin aynı yada benzer olması aranmalıdır. Fail sözlerini ikiden fazla kişiye söylemekte yada daha çok kişinin duyabileceği bir yerde konuşmakta ve sözleri başkaları tarafından duyulabilmekte, failde bu durumun bilincinde ise ihtilat oluşmuştur.
Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.
Somut olayda; … yerinin önüne park edilmesine sinirlenen ve alkollü halde bulunan sanığın, önce araca tekme atmak suretiyle sol ön kapısını çökerttiği, bir süre sonra park ettikleri aracın başına gelen katılanlara sinkaflı sözler sarf ettiği sabit olmakla, mala zarar verme ve hakaret suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas olabilecek ilamı bulunan sanık hakkında, seçimlik olarak hapis cezası veya adli para cezası öngörülen hakaret ve mala zarar verme suçlarında, 5237 sayılı TCK’nın 58/3.maddesi uyarınca hapis cezasına hükmolunması gerekirken, adli para cezasına hükmolunması, ayrıca işlenen suçlardan dolayı ayrı ayrı tayin olunan para cezalarının ödenmemesi halinde tamamının tahsilinin gerektiği belirtilmiş ise de, ödenmemesi durumunda hapse çevirileceğinin belirtilmemesi, aleyhe temyiz olmadığıdan bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılanların, başka bir delille desteklenmeyen hazırlık beyanlarında, sanığın “arabanızı parçaladım, daha da parçalayacağım” şeklinde mala zarar verme suçu ile ilgili beyanları dışında tehdit suçuna yönelik delil bulunmadığı gözetilmeden, mahkemede değişen beyanları üzerine tehdit suçundan, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 18.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.