Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/547 E. 2013/14260 K. 26.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/547
KARAR NO : 2013/14260
KARAR TARİHİ : 26.09.2013

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, şikayetçi …’nün marketini telefon ile aradığı, oğlu olan diğer şikayetçi … ile görüşerek hal esnaflarından “Atom” lakaplı şahsın yeğeni olduğunu, acil olarak cep telefonu kontörüne ihtiyacı olduğunu, telefonda kontör şifresi söylemesi halinde parasını sonra vereceğini söylediği, şikayetçinin babasından izin alması gerektiğini söylemesi üzerine şikayetçi …’yü arayan sanığın Atomun yeğeni olduğunu, yola çıkacağını acil kontör yüklemesi gerektiğini söylediği, Atom lakaplı kişinin şikayetçinin arkadaşı olması nedeniyle izin verdiği, bunun üzerine sanığın tekrar marketi arayarak üç adet 250, iki adet 100’lük kontörün şifresini aldığı somut olayda; Turkcell’in cevabi yazısı kapsamına göre sanığın
kullandığı telefona kontörlerin bir kısmının yüklenmesi ve temyiz dışı sanık … ile tanık … ve … ..sanığın aslında Telsim hattı kullanmasına rağmen yanlışlıkla Turkcell’e ait kontör aldığını beyan ederek elindeki kağıtta yazılı kontörleri kendilerine sattığına dair beyanlarına göre sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK’nun 53.maddesi uyarınca sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezası ile mahkumiyetin kanuni sonucu olması nedeniyle infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 26.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.