Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/5211 E. 2014/93 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/5211
KARAR NO : 2014/93
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

Tebliğname No : 15 – 2012/69260
MAHKEMESİ : Milas 1. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2008
NUMARASI : 2006/412 (E) ve 2008/1514 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hırsızlık suçunda ise; menkul bir malın, sahibinin rızası dışında alınması, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerindeki zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesi söz konusudur.
Somut olayda; sanığın internet kafede daha önceden tanımadığı mağdurun yanına giderek neden kız kardeşime sarkıntılık yapıyorsun dediği, mağdurun kabul etmemesi üzerine sanığın katılandan cep telefonunu istediği, cep telefonunu alan sanığın kafeden dışarı çıkarak uzaklaştığının iddia edildiği olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 12.06.2012 tarih ve 2011/15-440 Esas, 2012/229 Karar sayılı ilamı gereğince, eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1. maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Asliye Ceza Mahkemesi’ne ait olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.