Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/5123 E. 2014/63 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/5123
KARAR NO : 2014/63
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/242548
MAHKEMESİ : Akyazı Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/09/2009
NUMARASI : 2008/567 (E) ve 2009/201 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, ev yapacağı hususunda vaatte bulunarak, 1995 yılından, 2006 yılına kadar muhtelif zamanlarda katılandan toplam 20000 TL para aldığı; ancak vadettiği evi yapmadığı gibi bu nedenle katılandan aldığı paraları da iade etmeyerek haksız kazanç elde ettiğinin iddia edildiği olayda;
Sanığın savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, tanık anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; katılanın aşamalarda verdiği ifadelerinde; sanığın, ev yapacağı vaadinde bulunarak 1995 yılından 2006 tarihine kadar kendisinden muhtelif zamanlarda toplam 20000 TL para aldığını, paraları sanığa zaman zaman banka havalesi yoluyla gönderdiğini beyan ettiği, sanığın ise; suçlamaları reddederek katılan ile hiç bir şekilde para alışverişinin olmadığını savunduğu ve dosya içeriğindeki bilgilere göre de; sanığa para ödemesi yapıldığına dair katılanın iddiası dışında somut ve inandırıcı hiç bir delilin bulunmadığının anlaşılması karşısında; kuşkudan sanık yararlanır ilkesi dikkate alınarak; sanığın beraati yerine, delillerin takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde mahkümiyetine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.