Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/5105 E. 2014/56 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/5105
KARAR NO : 2014/56
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

Tebliğname No : 15 – 2012/71938
MAHKEMESİ : Ürgüp Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2009
NUMARASI : 2006/31 (E) ve 2009/239 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Ürgüp’te DE CAR isimli iş yerinin yetkilisi olan ve araç kiralama işi ile uğraşan mağdurun, iş yerine gelen sanığa, 35 SR 097 plakalı aracı kira sözleşmesine istinaden iki günlüğüne kiralayarak teslim ettiği, sanığın, aracı 23.10.2005 tarihinde iade etmesi gerekirken teslim etmediği, mağdurun yaptığı araştırma neticesinde, 11.11.2005 tarihinde, İzmir ilinde söz konusu aracın sanığın akrabalarına ait evde bulunarak şirket yetkilisine teslim edildiği, bu şekilde sanığın, üzerine atılı olan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın savunmalarına, mağdurun aşamalardaki beyanlarına, tanıkların anlatımlarına, araç teslim ve görgü tespit tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın 21.10.2005 tarihli araç kiralama sözleşmesine istinaden kiralayarak teslim aldığı ve 23.10.2005 tarihinde iade edilmesi gereken aracı geri getirmediğinden şirket yetkilisi olan mağdurun, yaptığı araştırmalar ve aramalar neticesinde, aracın yerinin tespit edildiği, emniyet ekiplerince aracın 11.11.2005 tarihinde sanığın akrabalarına ait bir evin deposunda bulunarak şirket yetkilisine teslim edildiği, sanığın, mağdura yönelik gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Güveni kötüye kullanma suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı ve suçun işlendiği tarihin de 23.10.2005 olması nedeniyle, 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Yasanın 45. maddesi ile yürürlükten kaldırılan ancak, 19.12.2006 tarihine kadar işlenen suçlar itibariyle uygulanabilen ve lehe olan 5237 sayılı TCK’nın 73/8 maddesi hükmünün, 5271 sayılı CMK’nın 254. maddelerine yollaması ile aynı Kanunun 253. maddesi uyarınca, …. Turizm Yatırımları Anonim Şirketine ait olduğu bilinen; ancak Emniyet Müdürlüğünün araştırmasına göre ülke genelinde faaliyetlerine son vererek kapandığı bildirilen . C..R isimli araç kiralama servisinin yetkililerinin ilgili Ticaret Sicili Müdürlüğünden sorularak gerekirse zabıta marifetiyle araştırılıp belirlendikten sonra şikayetlerinin olup olmadığı hususunun sorulması, 26.07.2007 gün ve 26594 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’te belirtilen usullere uygun olarak, sanık ve/veya yetkili müdafiine ya da katılan ve/veya yetkili vekiline, bizzat veya açıklamalı tebligat ya da istinabe yoluyla, uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukukî sonuçları anlatılmak suretiyle uzlaşma teklifinde bulunulması ve sonucuna göre öncelikle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanarak sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Sanığa verilen kısa süreli hapis ve adli para cezalarının paraya çevrilmesi aşamasında 5237 sayılı TCK’nın 52/2 maddesinin hüküm fıkrasında gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6 maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.