Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/5057 E. 2014/47 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/5057
KARAR NO : 2014/47
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, adına kayıtlı olan….numaralı telefondan, katılanın oğluna ait olan …. numaralı telefonu arayarak katılana “oğlunun askerlik arkadaşı olduğunu, annesinin diyaliz hastası olması nedeniyle acil paraya ihtiyacı bulunduğunu” söyleyerek borç para istediği, bu arada oğlu ile ilgili bir şekilde edindiği kişisel bilgileri katılana söyleyerek de güven kazandığı, katılanın, bu sözlere inanarak para göndermek için sanıktan hesap numarası sorduğu, sanığın, …de oturan, katılanı ..’e davet ettiği, sanık ve katılanın İzmir’de bir kafede buluştukları, katılanın, hasta olan sanığın annesini görmek istediği, sanığın, annesinin yoğun bakımda olması nedeniyle kimseyle görüştürmediklerini söylemesinden sonra katılanın, sanığa 14.500 TL para verdiği, sanığın önce kendisini … olarak tanıttığı, sonraki konuşmasında ise …. olarak tanıttığı, parayı alan sanığın ortadan kaybolduğu, böylece hileli hareketlerle haksız menfaat temin ederek dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, katılanın, sanığı fotoğraftan kesin olarak teşhis etmiş olması ve arama yapılan söz konusu telefonun da sanık adına kayıtlı olması karşısında, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır ve bu nedenlerle tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 13/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.