Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/460 E. 2013/14243 K. 26.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/460
KARAR NO : 2013/14243
KARAR TARİHİ : 26.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, Adıyaman merkezde bulunan parka gelip burada bulunan katılan …’ın yanına oturduğu, kendini İmam olarak tanıtıp, MİT’ten emekli olduğunu, eşinin MİT’te aşçı olduğunu, MİT’e işçi alınacağını, işçilerin 900 TL maaşla çalışacaklarını, bu işler ile vefat eden savcı eşi … isimli bayanın ilgilendiğini, bu işleri kendisinin hallettiğini söylediği, bunun üzerine katılan …’ın oğlunun işsiz olduğunu belirtip işe yerleştirip yerleştiremeyeceğini sanığa sorduğu, sanığın da yapabileceğini söylemesi üzerine katılan …’ın bu kez arkadaşının da işsiz çocukları olduğunu bunları da işe yerleştirip yerleştiremeyeceğini sorduğu, sanığın bu konuda da yardımcı olabileceğini beyan etmesi üzerine katılan … ile sanığın birlikte katılan …’ın arkadaşı olan diğer katılan …’in evine gittikleri, burada sanığın katılan … ve…’tan çocuklarını işe yerleştireceği vaadi ile ayrı ayrı 450
ve 200 TL para ile nüfus cüzdanı fotokopisi, diploma sureti, nüfus kayıt örneği ve benzeri belgeleri aldığı ancak katılanların çocuklarını işe yerleştirmediği gibi paralarını da iade etmediği, sanığın yine aynı yöntemle müşteki …’den kardeşini işe aldıracağı vaadi ile 20 TL, diğer müşteki …’den çocuklarını ve akrabalarını işe yerleştireceği vaadi ile 160 TL para ve bir takım evrakları aldığı halde müştekilerin çocuklarını ve akrabalarını işe yerleştirmediği ve daha sonra paralarını da geri vermediği olayda, mahkemenin dolandırıcılık suçunun oluştuğuna ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
1- Sanık hakkında müştekiler … ve …’e yönelik dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık hakkında katılanlar … ve …’e yönelik dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelemesinde;
Sanığın, çocuklarını işe yerleştireceğinden bahisle aynı yer ve zamanda katılanların her birinden para aldığının iddia ve kabul olunması karşısında, aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi nedeniyle zincirleme biçimde gerçekleşen dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı verilmesi yerine yazılı şekilde iki ayrı dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.09.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.