Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/4553 E. 2014/898 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/4553
KARAR NO : 2014/898
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

Tebliğname No : 4 – 2010/69485
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2009
NUMARASI : 2008/742 (E) ve 2009/863 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, başkasına ait kimlik ya da kimlik bilgilerini kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, A.. A..’a ait sürücü belgesinin üzerine kendi fotoğrafını yapıştırdıktan sonra katılana ait firmadan araç kiralayıp ortadan kaybolmak suretiyle dolandırıcılık ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, Trafik Tescil Büro Amirliği’nin maddi varlıklarından sayılan sahte sürücü belgesini kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia olunması karşısında, eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilip görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.