YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/4098
KARAR NO : 2014/403
KARAR TARİHİ : 15.01.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/296225
MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/09/2010
NUMARASI : 2007/993 (E) ve 2010/766 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın Antalya ….San.Ltd.Şti’nin temsile yetkili müdürü olduğu, … petrol isimli işyerinin sahibi olan katılana Antalya k… isimli firmanın sahibi olduğunu fiş karşılığı aylık mazot alacağını ay sonunda hesabını kapatacağını söylediği ve bu şekilde anlaşma yaptıkları,ve sanığın aldığı motorin karşılığında katılan tarafından veresiye fişleri düzenlendiği ve bu fişlere alınan motorinin miktarının yazıldığı ve sanığa ait şirketin kaşesi basılarak imzalandığı, ancak sanığın katılanın işyerinden aldığı motorini standart tespit edilen fiyatın altında başkalarına nakit olarak satıp katılana da ödeme yapmadığı şeklinde gerçekleştiği iddia edilen olayda; sanığın söz konusu Antalya K….San.Ltd.şirketinin yetkilisi ve ortağı olduğu, bu durumun Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde 10.08.2005 Tarihinde yayınlandığı dolayısıyla sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-h maddesinde düzenlenen “Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan,sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Yasanın 326/son hükmüne göre ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 02.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.