Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/3918 E. 2014/201 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/3918
KARAR NO : 2014/201
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet, beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık …’e hükmedilen cezanın nev’i ve miktarına göre yasal koşulları bulunmadığından, sanık müdafiinin duruşmalı temyiz inceleme isteminin, 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 318.maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede,
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmıyan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir.Kamu kurum ve kuruluşlarının
Zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır.Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Somut olayda; sanık …’in … Mahallesi, … Caddesi, … İşmerkezi, Kat:13, No:39 …/… adresinde faaliyet gösteren Fahri Yalçın Ticaret isimli işyeri yetkilisi olduğu,katılan kurum müfettişlerinin hazırladıkları 11/06/2009 tarih ve 2009/158 sayılı raporlarında belirtildiği üzere bu işyerinde hiç bir faaliyetin bulunmadığı, …, …, … ve … bu iş yerinde sigortalı sayılmayı gerektirir nitelikte bir çalışmalarının bulunmamasına, sigortalılık niteliklerini taşımamalarına rağmen iş yeri muhasebecisi … ve iş yeri yetkilisi … tarafından sanki bu işyerinde çalışıyorlarmış gibi gerçeğe aykırı sigortalılık bildiriminde bulunulduğu, bu kişilerle ilgili olarak bir kısım kesintiler ve ödemeler yapıldığı iddia edilen olayda; sanık …’ın, makine mühendisi olması dolayısıyla …’in ihale dosyalarını incelediğini, keşiflerini yaptığını girilecek ihalelere ilişkin ekip çalışmasını yaptığını beyan edip, …’e ihale süresinde kullanması için diplomasını verdiğini ifade ettiğinden, …’ın …’in şirket temsilcisi olduğuna dair beyanı ve … İnşaat isimli işyerinin üniversite hastanesinden ihale kazanarak fiilen faaliyette bulunduğuna ilişkin belgeler de dikkate alınarak, sanık …’in atılı suçtan beraatine, sanık …, iş hanında seyyar tesisatçılık yapıp emekli olabilmek maksadı ile …’ın işyerine gittiğini, yanlışlıkla 6 gün sigortalı gösterildiğini beyan edip, gelen hizmet cetveline göre de sadece 6 gün sigortalı gösterildiğinden, bu süre içerisinde de herhangi bir sağlık harcaması yapmadığından, sanığın suç işleme kastının olmadığı gerekçesiyle beraatine,sanık …, elektrik mühendisi olduğu, …’in vekaleten yürüttüğü firmanın ihalelere girebilmesi için anahtar personel olarak gösterilmesi gerektiğini beyan edip, ilgili dönemde Çukobirlikte sigortalı olduğunu beyan ettiğinden, …’in temsilcisi olduğu şirketin üniversite hastanesinde iş aldığına dair belgeler de dikkate alınarak bu sanığın da atılı suçtan beraatine, temyize gelmeyen sanık … şirketin muhasebecisi, sanık … ise şirketin sahibi olup suç işleme kasıtları olmadığından bahisle beraatlerine karar verilen … ve …’ın sanıklar … ve … tarafından ihaleye girmek amacı ile şirkette çalışan sigortalı kişiler olarak gösterildiğinden sanıkların devleti dolandırma kastlarının bulunması nedeniyle mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir,
1-Sanıklar …, … ve … hakkında
verilen hükümlerin temyiz incelemesinde,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına gore,katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında verilen hükmün temyiz incelemesinde,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53/4 maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık için, aynı yasanın 53/1 maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş,katılan vekilinin ve sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında kurulan hüküm fıkrasında ki 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin tatbikine ilişkin paragrafın çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.