Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/3915 E. 2014/244 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/3915
KARAR NO : 2014/244
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/297844
MAHKEMESİ : Çekerek Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/01/2011
NUMARASI : 2008/165 (E) ve 2011/9 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Şikayetçinin ruhsatını ve devrini almadığı … plaka sayılı aracını ruhsat sahibine geri satabilmek için Turhal’a gittiği, burada kendisini ruhsat sahibi olarak tanıtan sanık D.. A.. ile 3.000,00 TL. ye aracın satışı konusunda anlaştıkları,sanık Dursun’un parayı Çekerek’te ödeyeceğini beyan ettiği, bu nedenle Çekerek merkez Zile yolu üzerinde bulunan bir lokantaya geldikleri,sanık Dursun’un şikayetçiden arabanın anahtarını isteği ve “arabanın anahtarını ver, evden parayı alıp getireyim, sonra sizi götüreyim” diyerek aracı götürdüğü ve tekrar geri getirmediği, sanık D.. A..’ın alınan ifadesinde, belirtilen aracın kendisine ait olduğunu, kendisinin de bir başka şahsa borcuna karşılık Turhal’da sanık C.. E..’e 2.750,00 TL. karşılığın da aracı sattığını ve senet aldığını, ancak sanık
C.. E..’in vadesinde borcunu ödemediği, borcunu istediğinde Cemal’in aracı Amasya’lı şahıslara sattığını beyan ettiği, aracı sattığı kişilerle buluşturup anlaştıracağını ve arabayı alıp gitmesini söylediği, Turhal’da Cemal ile birlikte Amasya’dan gelen üç kişi ile buluştukları ve Cemal’ın Amasya’lılarla pazarlık yaptıktan sonra “alacağım var deme, yoksa arabanı alamazsın, bunları paranızı Çekerek’te vereceğim diyerek götür, orada da arabanı al” diyerek suça azmettirdiği iddia edilen somut olayda; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi için, sanık Dursun’un aracı sanık Cemal’in kefil olmasıyla İ. D..a sattığını, şikayetçinin ise aracı S. S.. den aldığı beyan etmesi karşısında aracın S. S..’in eline ne şekilde geçtiği, bu satışta sanık Cemal’in rolü olup olmadığının sanığın suç kastının tespiti ve araştırılması amacıyla İ. D.. ve S. S..’in usulüne uygun olarak konu hakkında bilgilerinin tespiti amacıyla tanık olarak dinlenmesiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek araştırma sonuçlarına göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.