Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/3859 E. 2014/339 K. 15.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/3859
KARAR NO : 2014/339
KARAR TARİHİ : 15.01.2014

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; … Sokak üzerinde kimliği tespit edilemeyen arkadaşlarıyla birlikte “üç kağıt” diye tabir edilen oyun düzeni kuran sanığın, merakı üzerine yanına gelen şikayetçiye, “senin yerine oynuyorum” dediği ve iskambil kağıdını göstererek 150 TL kazandığını söylediği, ikinci kez de aynı oyunu oynayan sanığın şikayetçiye “150 TL daha kazandın” dediği, şikayetçinin kazandığı parayı istemesi üzerine sanığın, yanında kazandığı kadar para olup olmadığını sorduğu, şikayetçinin de cebindeki 600 euroyu göstermesi üzerine, sanığın bu parayı alıp uzaklaştığı sabit olmakla, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş, tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak ;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 20 gün olarak tayin edilmesi,
2- TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca indirim yapılırken, gün para cezası yerine, adli para cezası üzerinden 1/6 oranında indirim yapılarak fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “20 tam gün”, “400 TL” ve “333 TL” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, “100 TL” ve “80 TL” adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.