YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/2862
KARAR NO : 2014/213
KARAR TARİHİ : 14.01.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/1275
MAHKEMESİ : Divriği Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2009
NUMARASI : 2008/49 (E) ve 2009/104 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık Sahıba’nın, arkadaşı olan ve hakkındaki soruşturma evrakı ayrılan A. B..’la birlikte Iğdır’dan gelirken tanık Hüseyin ile tanışarak evlenmek istediklerini söyledikleri, tanık Hüseyin’in de sanıkları evlenmek isteyen mağdur ile tanıştırdığı, tanışma sırasında sanık Sahıba’nın kendisini Fatma, Afet’i ise, Sevda olarak tanıttığı, sanık Sahıba ve Afet’in Divriği’ye giderek 10-15 gün mağdur ile birlikte yaşadıkları, mağdurun Afet isimli bayan ile evlenmeye karar verdiği, düğün hazırlıklarında kullanılmak üzere bankadan 6.000 TL para çektiği, parayı alan sanığın arkadaşı ile birlikte ortadan kaybolmak suretiyle haksız menfaat temin ettiği iddia ve kabul edilen olayda, mağdurla birlikte yaşayıp evlenmeye ikna eden şahsın hakkındaki soruşturma evrakının ayrılmasına karar verilen A. B..
olduğunun kabul edilmesi karşısında, sanığın Afet’in eylemine ne şekilde iştirak ettiği, mağduru nasıl kandırdığı, hileli söz ve davranışların nelerden ibaret olduğu, dolandırıcılık suçunun yasal unsurların ne şekilde gerçekleştiği denetime izin verecek şekilde tartışılmadan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, Üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,14/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.