Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/2853 E. 2014/215 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/2853
KARAR NO : 2014/215
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, kahvehanede tanıştığı müştekiye Ege Üniversitesinden emekli olduğunu, üniversitenin çay ocağının işletmesi için ihale açtığını, kendisinin ihaleye gireceğini, ortak olacak birini aradığını söylediği, müştekinin de sanığa inanarak ortak olmayı kabul ettiği, müşteki ile sanığın birlikte Ege Üniversitesine geldikleri, sanığın müştekiyi inandırmak amacı ile kantini gezip, orada çalışan bir bayanla tokalaştığı, ihalenin gizli olduğunu, kimseye söylememesi gerektiğini, aksi takdirde ihaleyi alamayacaklarını, ayrıca kızının Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde doktor olduğunu, kardeşinin de hastanede muhasebeci olduğunu söyleyerek, müştekiden ihale için başvuru dilekçesi, fotoğraf ve nüfus cüzdan suretini istediği, aynı gün ihale dosyasının teslim edilmesi gerekiyor diyerek müştekiden 400 TL para aldıktan sonra müştekiden 500 TL daha talep ettiği, bu aşamada sanıktan şüphelenen müştekinin verdiği paranın iadesini istediği, ancak sanığın parayı iade etmediği, sanığın bu şekildeki hileli söz ve davranışlarla haksız menfaat ettiği anlaşılmakla, üzerine atılı suçun sübut bulduğuna dair kabul ve uygulamada isabetsizlik görülmemiştir.
Dosya içerisindeki adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesindeki isabetsizlik aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi İle hükmün ONANMASINA, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.