Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/2358 E. 2013/15276 K. 09.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/2358
KARAR NO : 2013/15276
KARAR TARİHİ : 09.10.2013

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-i bendinde serbest meslek sahibi kişiler tarafından mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi hali nitelikli dolandırıcılık olarak kabul edilmiş, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 65/2 maddesinde serbest meslek faaliyeti sermayeden ziyade şahsi mesaiye ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır” şeklinde tanımlanmış, aynı kanunun 66. maddesi ise “serbest meslek faaliyetini mutat meslek halinde ifa edenler serbest meslek erbabıdır” denilmiştir. Aynı yasanın 37. maddesinin 4. bendinde ise, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle uğraşanların bu işlerinden … kazançların bu kanunun uygulanmasında ticari kazanç sayılacağı belirtilmiştir. Kanunda kendi nam ve hesabına mesleğin gerektirdiği etik kurallara uygun olarak çalışması gereken kişilerin toplumda kendilerine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlemeleri hali nitelikli dolandırıcılık olarak düzenlenmiş ise de, bu bendin
uygulanabilmesi için failin serbest meslek mensubu olması ve dolandırıcılık suçunu da mesleği gereği kendisine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle işlemesi gerekir.
Kan Ödeme Noktası isminde fatura ödeme merkezi işleten sanığın, … Elektrik Dağıtım A.Ş ile fatura tahsilatı yapma hususunda anlaşması bulunmadığı halde katılandan TEDAŞ’a ödenmek üzere fatura bedeli olan 276,50TL’yi tahsil edip kurum hesabına yatırmayarak dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın savunmasında söz konusu fatura bedellerini hesaba yatırdığı ancak ilgili banka şubesinin sisteminde arıza oluşması nedeniyle paranın kendi hesabına iade edildiğine dair savunması karşısında, kastına yönelik maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak şekilde açığa çıkarılması bakımından, savunmada belirtildiği gibi tahsilat tarihi ve sonrasında ilgili kurum ve sanığın hesabının bulunduğunu belirttiği Yapı Kredi Bankası … Şubesi’nin para tahsilat ve aktarma-kabul sistemlerinde arıza bulunup bulunmadığının araştırılması, arıza vb’nin bulunması halinde sanığın aksamaları giderme yolundaki davranışlarının ve olayda, sanığın, katılanı kandırabilecek nitelikteki hileli hareketler ile hataya düşürüp düşürmediği hususu ile eylemin değişecek suç vasfına göre güveni kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılıp değerlendirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerekeceği gözetilmeden, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.