Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/2204 E. 2013/20680 K. 23.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/2204
KARAR NO : 2013/20680
KARAR TARİHİ : 23.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık …’un, katılana ait olan…plakalı aracın camına satılık ilanının asılmış olduğunu görmesi üzerine, katılan ile tanışarak söz konusu aracı Ankara’da ikamet eden eniştesine alacağını belirtip, satın alma konusunda katılanla anlaştıktan sonra satış yetkisini içeren vekaletname düzenlemesi amacıyla Ankara’ya götürmeye ikna ettiği, aracı da, yıkanması ve temizlenmesi bahanesiyle Kırıkkale ilindeki bir oto yıkamaya bırakılmasını sağladığı, Ankara’ya geldiklerinde, sanık …’un, aracın satış yetkisini içeren vekaletname düzenlemesini istemesi üzerine, katılanın, diğer sanık … adına düzenlediği vekaletnameyi, sanık …’a verdiği, sanık …’un ise, katılandan teslim aldığı vekaletnameyi bir

şekilde sanık …’a ulaştırması neticesinde, aracın, aynı gün içerisinde sanık … tarafından söz konusu vekaletnameye istinaden diğer sanık …’a satıldığı, sanıkların, bu şekilde birlikte hareket ederek ve hileli hareketlerle katılana ait aracı resmen satın alıp parasını da ödememek suretiyle haksız menfaat temin ettiklerinin iddia edildiği olayda; oluşa, mağdurun beyanlarına, sanıkların aşamalardaki savunmalarına, tanıkların anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanık …’un, katılanı, Ankara 46. Noterliğine götürerek, 11.08.2006 tarihli olan ve satış yetkisini diğer sanık …’a devreden vekaletname düzenlettirdiği ve bu vekaletnameyi de bir şekilde sanık …’a teslim ettiği, vekaletnameyi teslim alan sanık …’ın ise Kırıkkale iline giderek oto yıkamaya bırakılan söz konusu aracı, satın aldığını belirtip teslim aldıktan sonra aynı gün içerisinde sanık … Vurgun’a noterde satışını gerçekleştirdiğinin sabit olduğunun anlaşılması karşısında; sanıkların eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK’nın 157/1 maddesinde, dolandırıcılık suçu tanımlanarak yaptırımının ise ”bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası” olarak belirtilmesine rağmen, sanıklar hakkında sadece hapis cezasına hükmedilmek suretiyle eksik ceza tayin edilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar ile sanık … müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 23.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.