Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/22025 E. 2014/13118 K. 02.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/22025
KARAR NO : 2014/13118
KARAR TARİHİ : 02.07.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/251932
MAHKEMESİ : Seben Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2008
NUMARASI : 2007/6 (E) ve 2008/16 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, tuhafiye, halı ve kilim satmak üzere minibüsüyle köyleri dolaştığı, aynı köyde oturan katılanların yanına geldiği, katılan Durmuş’a kilim satmak istediği, katılanın, evinin yandığını, maddi durumunun iyi olmadığını, bu nedenle alamayacağını söylediği, sanığın, vadeyi uzun tutacağını, paranın sorun olmadığını söyleyerek, okuma yazma bilmeyen ve yaşlı olan katılanın senet olduğunu bile bilmediği belgeyi ona imzalattığı, bu senet içeriğine gere katılanın 900 TL borçlandığını düşündüğü ve vadenin bir yıl olduğu kendisine söylenmesine rağmen, sanığın senedin boş kalan kısımlarını doldurup bedel kısmına da 9.250 TL yazarak icra takibine koyduktan sonra katılanın evine haciz geldiği, sanığın, aynı şekilde diğer katılanın okuma yazma bilmemesini fırsat bilerek, 1.100 TL’ye anlaşarak ona bir yıl vadeli mal satmasına rağmen, kısa bir süre sonra 1.500 TL bedelli senedin ödenmesi için katılana ihtarname gönderildiği, böylece sanığın, belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kâğıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde doldurarak dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın gerçeğe aykırı olarak doldurduğu senedi katılan Durmuş aleyhine icra takibine koyduğunun anlaşılması karşısında,
Eylemin, icra dairesinin aracı kılınarak işlendiği dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde öngörülen kamu kurumunun aracı kılınarak nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilip görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 02/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.