Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/22023 E. 2014/13683 K. 08.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/22023
KARAR NO : 2014/13683
KARAR TARİHİ : 08.07.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/244026
MAHKEMESİ : Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/06/2010
NUMARASI : 2009/435 (E) ve 2010/207 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi,bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının,ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma,bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
1-Sanığın, 18/07/2008 tarihinde ”sahibinden com.” adlı internet sitesine satılık araç ilanı verdiği, müştekinin araca talip olarak ilanda verilen numarayı aradığı, sanığın kendisinin öğretmen olduğunu, aracın Manisa ili Salihli ilçesinde bulunduğunu söylediği, 16.500 TL satış bedeli üzerinde anlaştıkları, sanığın kapora olarak 500 TL’yi PTT havalesi ile göndermesini istediği, müştekinin 21/07/2008 tarihinde, 500 TL’yi sanığın hesabına yatırdığı, aracı teslim almak için Salihli ilçesine gittiği, ancak adresin doğru olmadığını tespit ettiği gibi bir daha sanığa ulaşamadığı, bu şekilde gerçekleşen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğu iddia edilen olayda; sanığın savunmasında kendisinden alacaklı olduğu arkadaşı Erdoğan Olgun’un parça parça hesabına para gönderdiği, kendisinin suçu işlemediğine yönelik savunması karşısında, maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak şekilde açığa çıkarılması bakımından, sanığın savunmasında adı geçen Erdoğan Olgun’un açık kimlik bilgileri tespit edilerek tanık olarak dinlenmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.