Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/21653 E. 2014/13399 K. 07.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/21653
KARAR NO : 2014/13399
KARAR TARİHİ : 07.07.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/287466
MAHKEMESİ : Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/10/2010
NUMARASI : 2010/170 (E) ve 2010/281 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hâl kabul edilmiştir.Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi,basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı,o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir.Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir.Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanığın Kuran Kursu’nda tanıdığı ve açık kimliğini hatırlayamadığı hamile olan bir arkadaşına doğum yapması için kendisine ait yeşil kartı verdiği, bu yeşil kart ile arkadaşının Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurarak 29.07.2008 tarihinde sezaryanla doğum yaptığı, sanığın hamile olması nedeni ile 16.10.2009 tarihinde aynı hastaneye başvurması sonucu olayın ortaya çıktığı, bu şekilde sanığın kendine ait yeşil kartını kullandırmak sureti ile dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda;
1-Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, ilgili kurumlara yazı yazılarak suç tarihinde sanığa ait yeşil kartla doğum yapan kimliği belirsiz kişinin hastaneye poliklinik veya acilden giriş yapıp yapmadığının tespiti, tedavi sırasında yapılan tedavi giderlerinin dökümü bunlara dair belgeler, hastane tedavi evraklarının onaylı sureti istenerek dosya içine konulması, sahtecilik eylemi açısından ise yeşil kart üzerinde herhangi bir sahteciliğin yapılıp yapılmadığı yeşil kartın bilirkişi tarafından incelemesi ile tespit edilmesi sonucu bütün delillerin toplanmasından sonra, gerçekte bir sahtecilik olup olmadığı, acilden giriş yapılıp yapılmadığı, zorunluluk halinin bulunup bulunmadığı ve kurum zararı bulunup bulunmadığı hususları karar yerinde tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre;
Dolandırıcılık suçundan, hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.