Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/21624 E. 2014/13175 K. 02.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/21624
KARAR NO : 2014/13175
KARAR TARİHİ : 02.07.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/270700
MAHKEMESİ : Torul Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2010
NUMARASI : 2007/102 (E) ve 2010/15 (K)
SUÇ : Hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanık Y.. Ç..’ın, annesi Hava Çakmak üzerine kayıtlı olan 61 DV 508 plakalı aracını, suç tarihi öncesinde harici satış ile şikâyetçi A.. M..’e satarak zilyetliğini devrettiği, sonrasında aracın satış parasının ödenmesi hususunda taraflar arasında hukuki ihtilaf çıktığı, 06.10.2006 tarihinde sanığın, şikâyetçinin işyerine giderek, satışa konu araç ile 2 yıl önce kaza yaptığını, mahkeme tarafından olay yerinde keşif yapılacağından aracın kaza mahallinde bulunması gerektiğini söylediği, bunun üzerine şikâyetçinin sevk ve idaresinde bulunan söz konusu araç ile Kürtün İlçesi Elceğiz Köyüne gittikleri, aracın durdurulmasından sonra sanığın “Sen beni çok uğraştırdın, aracı sana satmıyorum” diyerek o an için aracın kontak bölümünde bulunan anahtarı alarak şikayetçinin araçtan inmesini sağladığı anlaşıldığından, sanığın eyleminin hukuki ilişkiye dayanan ihtilaf niteliğinde bulunduğu ve dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş olduğundan o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.