Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/21607 E. 2014/6228 K. 02.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/21607
KARAR NO : 2014/6228
KARAR TARİHİ : 02.04.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/250922
MAHKEMESİ : Kartal 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/06/2010
NUMARASI : 2009/1468 (E) ve 2010/551 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; A. Güvenlik Sistemleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ünvanlı şirketin yetkilisi olan sanıkların, katılan S. Sanayi ve Ticaret A.Ş’den aldıkları elektronik malzemelere karşılık olarak sanık Yakup tarafından Asya Katılım Bankası Beşiktaş şubesindeki şirket hesabından keşide edilen 11.09.2007-26.09.2007 keşide tarihli, 70.423 TL ve 11.635 TL bedelli iki adet çek verdikleri, çeklerin bankaya ibrazında karşılıksız çıkması üzerine, katılan şirket tarafından sanıkların yetkilisi olduğu şirket aleyhine İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/1361 D. İş sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı alınarak İstanbul 4.İcra Müdürlüğünün 2007/14694 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiği, sanıklar tarafından İstanbul 6. İcra Hukuk
Mahkemesinin 2007/2244 Esas sayılı dosyası ile takibin iptali davası açılarak, yetkilisi oldukları şirkette şirket ortakları olarak ilk 10 yıl için şirket müdürü olarak seçildiklerini, şirket kaşesi veya ünvanı altında atacakları müşterek imzaları ile temsil ve ilzama yetkili kılındıklarını, bahse konu karşılıksız kalan çeklerde tek imza olması nedeniyle çeklerin geçersiz olduğuna ilişkin itirazda bulundukları, İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/2244 Esas sayılı kararı ile talebin kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verildiği, bu şekilde sanıkların katılanı dolandırmak kastı ile bahse konu çeklere çift imza yerine tek imza atarak haklarında yapılan takibin durdurulmasına neden oldukları ve kendilerine yarar sağladıklarının iddia olunması karşısında, bankanın maddi varlıklarından olan çek kullanılarak gerçekleşen eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen bankayı aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir etme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.