Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/21550 E. 2014/13909 K. 09.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/21550
KARAR NO : 2014/13909
KARAR TARİHİ : 09.07.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/336772
MAHKEMESİ : Adana 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2010
NUMARASI : 2006/952 (E) ve 2010/551 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Olay tarihinde sanığın, Yeni. Ö. Lojistik Firması ile taahhütname imzalayarak M. Firmasından aldığı bir kamyon yağı Batman ilinde Ş. Ç.’a teslim etmek üzere anlaştığı ancak sanığın söz konusu malları teslim etmeyerek ortadan kaybolduğu, bu şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından; suça konu malları sanığa teslim eden müşteki Yeni Ö. Lojistik Firması çalışanı olan tanık G. K.’nın mahkemede alınan ifadesinin ardından kendisine sanığın ehliyet fotokopisindeki vesikalık resmi gösterilmesi üzerine “fotoğraftaki şahsın yağ yükleyen şahıs olup olmadığını hatırlamıyorum” demesi; sanığın da kendisinin Urfa ilinde kaportacılık yaptığını beyan etmesi; sanığın tanıkları olan Y.. D.. ile M. B.’nin 2004 yılından itibaren sanıkla beraber çalıştıklarını beyan etmeleri karşısında; somut olayda yalnızca sanığın ehliyet fotokopisi dışında her hangi bir delil bulunmadığından; suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak tespiti
açısından müşteki lojistik şirket ile sanık arasında düzenlenen malların taşınmasına yönelik taahhütname altındaki imzanın sanığın eli ürünü olup olmadığının tespitinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.