YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/21428
KARAR NO : 2013/10372
KARAR TARİHİ : 04.06.2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu malına zarar verme, hakaret, direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Sanık hakkında kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlere yönelik olarak yapılan temyzi incelemesinde;
Sanığa yüklenen kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarının gerektirdiği cezaların miktar ve nev’ileri itibariyle tabi oldukları 765 sayılı TCK’ un 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının suç tarihi olan 10/04/2005 tarihi ile temyiz inceleme tarihi arasında gerçekleştiği anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’ un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’ un 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2- Sanık hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz incelemesinde;
Sanığın farklı suç işleme kastıyla iki ayrı kuruma karşı farklı zamanlarda suç işlediği bu nedenle mahkemenin her iki kuruma karşı işlenen mala zarar verme suçlarından ayrı ayrı iki kez uygulama yapması yasal ve yerinde olduğundan tebliğnamedeki bozma isyeyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur.Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Somut olayda; adli işlem için karakola getirilen sanığın elindeki satırla karakolun giriş kısmında bulunan müracaat bölümünün camını kırdığı, rapor için devlet hastanesi acil bölümüne götürüldüğü burada da taşkınlığına devam ederek giriş kapısı camını kırdığı bu şekilde üzerine atılı kamu malına zarar verme suçunu işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen sanık ve Cumhuriyet savcısının diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli hakkında Kanun’un 9. maddesi üçüncü fıkrasında yer alan “lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir” şeklindeki düzenlemeye ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun tespit edilerek uygulama yapılması ve her iki kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olacak kararda gösterilmesi gerektiği hususunun göz ardı edilerek, gerekçe gösterilmeden kamu malına zarar verme suçu ile ilgili 765 TCK’nun 516/3 maddesi uygulanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.