Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/20987 E. 2014/13055 K. 02.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20987
KARAR NO : 2014/13055
KARAR TARİHİ : 02.07.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/269486
MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2009
NUMARASI : 2007/337 (E) ve 2009/990 (K)
SUÇ : Bedelsiz senedi kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı yada kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.
Katılan T.. K..’un, kendisine ait oyun salonunun %50’sini 06/05/2005 tarihli sözleşmeyle 10.000 TL karşılığında sanık S.. E..’e devrettiği, karşılığında 30/05/2005 günlü 5.000 TL bedelli, 25/06/2005 günlü 1.700 TL bedelli ve 15/06/2005 günlü 3.300 TL bedelli çekleri aldığı, sanık Süleyman’ın işyerini birkaç ay çalıştırdıktan sonra işletemediğinden bahisle katılana iade ettiği, katılanın çeklerden 25/06/2005 günlü 1.700 TL bedelli ve 15/06/2005 günlü 3.300 TL bedelli çekleri, sanığın işyerini işlettiği süreye karşılık saydığı, 30/05/2005 tarihli, 5.000 TL bedelli çeki ise arkasında cirosu bulunduğu halde sanığa iade ettiği, sanık Süleyman’ın bu çeki bankaya iade veya iptal etmeyip, diğer sanık H.. P..’na icraya koyması için verdiği, sanık Hasan’ın da suça konu çek üzerinden yalnızca katılan aleyhine 15/06/2005 tarihinde icra takibi başlattığı ve takibin kesinleştirilerek katılanın mallarının haczedildiği iddiasıyla sanıklar hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan yapılan yargılama sonucunda;
1- Sanık S.. E..’in soruşturma aşamasında, söz konusu çeki borcuna karşılık diğer sanık H.. P..’na verdiğini beyan etmesine rağmen, kovuşturma aşamasında ise, katılanın dükkanı başkasına devrettiğinden dolayı çeki icraya koydurduğunu beyan etmesi, sanık H.. P..’nun ise soruşturma aşamasında verdiği beyanında, ayakkabı işinde usta olduğu için diğer sanığın ayakkabı dükkanında bir süre yardımcı olduğunu, bir ayakkabı işinden dolayı kendisinin aracı olması ve bedelin ödenmemesi nedeniyle ödemeyi kendisinin yaptığını, bunun üzerine Süleyman’ın suça konu çeki kendisine verdiğini, bu çeki icraya koyarken, avukatının diğer sanığın da avukatı olması ve Süleyman ile dostluklarının bozulacağını düşündüğünden, yalnızca çekteki ciranta olan katılana karşı takip başlattıklarını ifade etmesi, kovuşturma aşamasında ise, diğer sanık Süleyman’ın kendisine gelerek suça konu çekin kendi çeki olduğunu, bu nedenle icraya koyamadığını beyan edip, çeki kendisine verdiğini ve ona yardımcı olmak amacıyla avukatı vasıtasıyla çeki icraya koyduğunu belirtmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; sanıkların kendi ifadeleri ve birbirleriyle olan anlatımlarındaki çelişkinin nedeninin sorulup, söz konusu çelişkinin giderilmesi, sanık Hasan tarafından katılan aleyhine başlatılan icra takip dosyasının getirtilip incelenmesi, ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi bu davayı ilgilendiren bilgi-belgelerin onaylı örneklerinin alınması, denetime olanak sağlanması açısından takibe konu çekin onaylı suretinin temin edilerek dosyaya konulması, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara itiraz üzerine İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan itiraz incelemesinde, suça konu çek aslının incelenmesine ilişkin 03/10/2006 tarihli tutanaktan anlaşılacağı üzere, çekin arkasında 1. ciranta olarak ismi bulunan A. K.’un kim olduğunun sanıklar ve katılandan sorularak açık kimlik ve adres bilgilerinin temin edilmeye çalışılması, bu şahsa ulaşılması halinde tanık sıfatıyla ifadesine başvurularak, çekteki cironun kendisine ait olup olmadığı, çeki kimden ve hangi hukuki ilişkiye istinaden aldığı, yine çeki kime ve hangi hukuki ilişkiye istinaden verdiği, sanıklar ve katılanla bir bağlantısı bulunup bulunmadığı hususlarının sorulması, yine katılanın ifadesinin detaylı bir şekilde alınarak, çeki kimden aldığı ve sanık Süleyman’a ne şekilde iade ettiği, çeki verirken arkasında cirosu bulunup bulunmadığı, cirosu var ise çeki iade ederken bu ciroyu neden iptal etmediği, 1. ciranta olarak görünen A. K.’u tanıyıp tanımadığı hususlarının özellikle sorulması, bütün deliller toplanıp değerlendirildikten sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan, 5237 sayılı TCK’nın 156. maddesi kapsamındaki bedelsiz senedi kullanma suçunun, 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi uyarınca uzlaşmaya tabi olması karşısında, anılan kanunun 253 ve 254. maddelerinde öngörüldüğü biçimde, yöntemine uygun olarak uzlaşma önerisinde bulunulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02/07/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.