Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/20926 E. 2014/13219 K. 03.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20926
KARAR NO : 2014/13219
KARAR TARİHİ : 03.07.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/272381
MAHKEMESİ : Mudanya Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/05/2010
NUMARASI : 2008/570 (E) ve 2010/186 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen hükümde, 1.000 TL adli para cezasının yanında 10 ay hapis cezasının da bulunması nedeniyle hükmün, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 305. maddesi uyarınca temyiz kabiliyetinin bulunduğunun anlaşılması karşısında, mahkemenin adli para cezası ile ilgili temyiz talebinin reddine ilişkin verdiği 17/05/2010 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, Değirmendere mevkiinde bulunan müştekiye ait çiftlikte bekçi olarak görev yaptığı, müştekinin 2007 yılı Kurban Bayramı sonrasında çiftliğinde bulunan 8 adet av köpeği, kangal köpeklerini, kurbanlık hayvanlarını ve 1 adet macar vizza cinsi köpeği bakması için sanığa teslim ederek yurt dışına çıktığı, yaklaşık bir ay sonra çiftliğe döndüğünde suça konu macar vizza cinsi köpeğinin olmadığını farkettiği, akabinde sanığı aradığında çiftlikten kaçtığını öğrendiği, bilahare yaptığı araştırma sonucunda söz konusu köpeğin 200 TL karşılığında sanık tarafından satıldığını tespit ettiği, bu şekilde sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık savunması, müşteki ile tanık ifadesi ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
1- Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
2- Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan hükmolunan adli para cezasının önce taksitlendirilmesine karar verildiği halde sonradan taksitlendirilmesine yer olmadığına karar vermek suretiyle hüküm fıkrasında çelişki oluşturulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.07.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.