YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20858
KARAR NO : 2014/13429
KARAR TARİHİ : 07.07.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/290491
MAHKEMESİ : Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2010
NUMARASI : 2008/426 (E) ve 2010/58 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Sanık S.. G.. adına kayıtlı olup, eşi olan diğer sanık B.. G.. tarafından işletilen Murat Ticaret isimli işyeri adına katılanın yetkilisi olduğu Doğan Telörgü isimli şirketi arayıp kendisini Burhan Özmen olarak tanıtan bir şahsın 20.000,00 TL bedelindeki müşteri çeki karşılığında tel örgü siparişi vermek istediğini söylediği, kargo ile gönderilen çeki ilgili banka şubesinden soran şirket yetkilerinin çekin güvenilir olduğunu öğrenmeleri üzerine dosyada bir sureti bulunan sevk irsaliyesini düzenleyerek siparişin verildiği … numaralı hattı kullanan şahsın yönledirmesi ile tel örgüleri Yeni Sebze Hali civarına indirdirdikleri, çekin bankaya ibrazında sahte olduğunun anlaşıldığı somut olayda; suça konu tel örgüleri Adana’ya götüren kişilerin tespiti ile tanık sıfatı ile ifadelerinin alınıp, malı kime teslim ettikleri sorularak, sanıklarla teşhis işlemi yaptırılması, sanık S.. G..’nin soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı huzurunda siparişin verildiği telefon numarasını kendisinin kullandığını beyan ederken, kovuşturma aşamasında bahsi geçen numaranın kime ait olduğunu bilmediğini, 2007 yılında cep telefonu kullanmadığını söylemesi karşısında, telefon numarasının sahibi olarak görünen M. E. K.’nın tanık sıfatı ile dinlenerek suça konu numaranın kim tarafından kullanıldığının sorulması, sanık B.. G..’nin soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı huzurunda siparişi verdiği iddia edilen Burhan Özmen’in sadece telefonda görüştüğü bir müşterisi olduğunu söylemesine karşın, kovuşturma aşamasındaki savunmasında ismi geçen şahsın iki hafta kadar yanlarında çalıştığını söylemesi karşısında B. Ö. isminde birisinin gerçekte var olup olmadığı araştırılarak gerçekten böyle bir kişi var ise tanık olarak dinlenmesinden sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve tespiti gerekirken eksik incileme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.07.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.