Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/20270 E. 2013/10439 K. 04.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20270
KARAR NO : 2013/10439
KARAR TARİHİ : 04.06.2013

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
İstanbul İETT görevlilerince yapılan denetimlerde seyyar olarak bilet satıcılığı yapan sanık …’ın üzerinden ikisi sahte olmak üzere toplam 45 adet otobüs bileti ele geçirildiği, söz konusu sahte iki biletin daha önce belediye otobüslerinde kullanılan ve imha edilmesi gereken biletlerden olduğu, sanık …’nin eşi olan sanık …’un ise İETT Kağıthane hareket şefliği emrinde şoför olarak çalıştığı, sanık …’un şoförlük yaptığı belediye otobüslerinde kullanılan biletlerden sağlam olanlarını eşine vererek satmasını sağladığı be bu şekilde sanıkların birlikte nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda; sanık …’nin savunmasında suçu kabul etmeyip suça konu biletlerin sahte olduğunu bilmediğini, bu biletleri çocuklarının cebinde bulduğunu ve çocuklarına harçlık olsun diye satarken yakalandığını beyan ettiği, sanık …’un ise biletlerle ilgisinin bulunmadığını, çocuklarının evde bulundurduğu biletler olduğunu ifade ettiği, biletlerden 43 adetinin sahte olmadığı, sadece 2 tanesinin daha önce belediye otobüslerinde kullanılmış biletlerden olduğunun iddia edildiği, bu 2 biletin daha önce kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise hangi belediye otobüsünde kullanıldığı kesin bir şekilde tespit edilemediği gibi yolcular tarafından belediye otobüslerinde bulunan makinelere bırakılan biletlerin kesilerek imha edilmesi gerektiği, bu durumda sanık …’nin söz konusu biletlerin sahte olduğunu bilerek sattığına ve eşi olan …’un ise bu biletleri temin ettiğine dair kuşku oluştuğu, amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olan ceza yargılamasının en önemli ilkelerinin birisi olan “kuşkudan sanık yararlanır” (in dubio pro reo) ilkesi uyarınca herhangi bir meselede başgösteren kuşkunun, sanığın yararına değerlendirilmesi gerektiğinden, sanıkların cezalandırılabilmeleri için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 04.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.