Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/20262 E. 2014/5579 K. 26.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20262
KARAR NO : 2014/5579
KARAR TARİHİ : 26.03.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/276494
MAHKEMESİ : Gebze 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2011
NUMARASI : 2008/199 (E) ve 2011/512 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde;
Sanık S.. T..’e ait olup sanık A.. Y..’ın şoförlüğünü yaptığı .. plaka sayılı kamyona yüklenen boya malzemesinin Gebze’den Antalya’ya nakledilmek üzere yola çıkarılmasına rağmen teslim yerine götürülmeyip mal edinildiği iddia olunan olayda, sanık S.. kamyonu A.. Y.. olarak kendisini tanıtan şahsa şoförlük yapması için teslim ettiğini, bu şahsın eylemlerinden haberdar olmadığını, arabasının kaybolduğuna dair ihbarda bulunduğunu söylemesi, sanık A.. Y..’ın ise aşamalardaki istikrarlı beyanlarında diğer sanığı ve katılanı tanımadığını, kimlik bilgilerini kullanan bir şahsın bu suçları işlemiş olacağını söylemesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; sanık S..’un kamyonunun kaybolduğuna ilişkin ihbarda bulunup bulunmadığı hususunun araştırılıp savunmasının doğru olup olmadığının tespiti, sanık Arslan’ın dosya arasına celbedilen fotoğrafı ile katılan vekilinin şikayet dilekçesine eklediği olayın failine ait olduğu anlaşılan şahsın aynı kişi olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu alınması, taşıma irsaliyesi aslının getirtilerek şoför imzasının sanıklara ait olup olmadığının açıklığa kavuşturulması olayın failinin katılan firmaya ibraz ettiği ruhsat fotokopisi ile ilgili araştırma yapılarak gerçek ruhsat olup olmadığı saptanması, sanık Arslan’ın suça iştirak edip etmediğinin bu cihetle gerekçede tartışılarak, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.