YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20154
KARAR NO : 2014/12636
KARAR TARİHİ : 24.06.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/328259
MAHKEMESİ : Adana 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2009
NUMARASI : 2007/516 (E) ve 2009/43 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Somut olayda; sanığın serbest muhasebeci olarak çalışırken müştekiden vergi ve sigorta prim sigorta prim borçları için aldığı toplam 3500 TL parayı yatırmayıp mal edindiği iddia edilen olayda;
Serbest muhasebecilerin 3568 sayılı Kanun’un 2. maddesinde belirtilen görevlerinin arasında vergi borcunu yatırmak gibi bir görevleri olmadığı gibi, Türkiye Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin Mecburi Meslek Kararlarına ilişkin 26.01.1996 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 1996/1 sayılı genelgesinin 1’inci maddesinde yer alan “Meslek mensupları, müşteri adına üçüncü kişilere ödeme yapmak üzere her ne isim altında olursa olsun mali değerler alamazlar” şeklindeki hükmüne göre, mali müşavir olan tanık Osman’ın yanında çalışan sanığın, vergi borçlarının yatırılması için müşteki tarafından verilen paraları ilgili kuruma yatırmayarak özel işlerinde kullandığının iddia ve kabul olunması karşısında; suça konu paranın yatırılmasının sanıkla müşteki arasındaki görev ilişkisi kapsamında olmadığı hususları
değerlendirildiğinde, şikayetin yasal süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı belirlendikten sonra TCK’nın 155/1. maddesi gereğince güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca uygulama yapılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.