Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/20080 E. 2014/12547 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20080
KARAR NO : 2014/12547
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/221141
MAHKEMESİ : Beyoğlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/02/2010
NUMARASI : 2007/1012 (E) ve 2010/82 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Katılanın kendine ait aracın satışına yardımcı olması için önceden tanıdığı sanığa vekalet verdiği, sanığın bu vekaleti kullanarak katılana ait aracı 23.500 TL’ye başka bir şahsa sattığı, ancak aracın parasını katılana vermediği ve bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın, katılanın kendisine verdiği vekaletname doğrultusunda katılana ait aracın satışını yaptığı, ancak aracın satış bedelinin verilmediği iddiasına karşılık, sanığın araç bedelinin bir kısmını ödediği ve senet verdiği yönündeki savunması da dikkate alındığında; TCK’nın 155. maddesinde suçun unsuru olarak belirtilen “zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden” şeklindeki yasal unsurun oluşmadığı, eylemin hukuki uyuşmazlık boyutunda kalması nedeniyle, sanığın beraatine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kabule göre de,
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe
gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.