Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/20074 E. 2014/12529 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20074
KARAR NO : 2014/12529
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/215645
MAHKEMESİ : Taşova Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/01/2010
NUMARASI : 2009/49 (E) ve 2010/9 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, katılanların yanına giderek kendisini falcı olarak tanıttığı ve katılanların falına bakmak istediğini söylediği, sanığın, katılan Kevser’den falına bakmak için altınlarını getirmesini istediği, Kevser’in altını olmadığını söylemesi üzerine küpelerini çıkarmasını istediği, Kevser’in küpelerini çıkararak sanığa verdiği, sanığın daha sonra Fatma’nın falına baktığı, Fatma’dan da ziynet eşyalarını istediği, Fatma’nın ziynet eşyalarını sanığa verdiği, sanığın ziynet eşyalarını mendile sararak bir bohçanın içerisine koyduğu, sanığın katılanlara arkalarını dönmelerini söylediği, katılanlar arkalarını dönünce sanığın bohçayı katılanların kafasının üzerinde bir süre çevirdiği daha sonra Fatma’dan yatak odasının anahtarını istediği, Fatma’dan yatak odasının anahtarını alarak, bohçayı yatak odasına koyarak kapıyı kilitlediği, katılanlara yarım saat sonra kendisinin gelip kapıyı açacağını, anahtarı verirse büyünün bozulacağını söylediği, sanığın yarım saat sonra gelmemesi üzerine Fatma’nın şüphelenerek odanın camından içeri girdiği ve mücevherlerin orada bulunmadığını farkettiği, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia
ve kabul olunması karşısında, eylemin temas ettiği, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenen “Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde, hüküm kurulması
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.