Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/20065 E. 2014/12540 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20065
KARAR NO : 2014/12540
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/205684
MAHKEMESİ : Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2010
NUMARASI : 2009/359 (E) ve 2010/370 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Olay tarihinde M. A.. isimli kişinin Ç.. Mutfak Eşyaları San. Tic. A.Ş’ne olan borcuna karşılık Yapı Kredi Bankası Etlik Şubesine ait .. nolu – 5.12.2005 keşide tarihli 585,00 TL bedelli çeki keşide ederek Ç.. San. Tic. A.Ş’ye verdiği, söz konusu çekin daha sonra çalındığı, bu çekin çalınması üzerine Ç..San. Tic. A.Ş’nin mahkemeye başvurduğu ve Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/464 sayılı kararıyla çalınan diğer çeklerle birlikte bu çek içinde ödeme yasağı konulmasına karar verildiği, sanığın üzerine ödeme yasağı konulan bu çalıntı çeki her nasılsa ele geçirip, paraya sıkıştığını söyleyerek müşteki Ö.. K..’ndan 600 TL borç aldığı, bu borç karşılığında da müştekiye çalıntı olan 585 TL’lik çeki verdiğinin iddia ve kabul olunması karşısında, yüklenen dolandırıcılık suçunun bankanın maddi varlıklarından olan çekin kullanılması suretiyle işlendiğinin iddia ve kabul olunması karşısında, eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-f maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK’nın 326/son maddesi gereğince ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.