Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/20061 E. 2014/12525 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20061
KARAR NO : 2014/12525
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/204749
MAHKEMESİ : Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/12/2009
NUMARASI : 2008/1271 (E) ve 2009/1748 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, müştekinin yetkilisi olduğu araç kiralama şirketinden araç kiraladığı, ancak kira sözleşmesinin bitiminde aracı teslim etmediği, böylece sanığın, kira sözleşmesi ile teslim aldığı aracı süre sonunda geri getirmeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Sanıkla, Ş.. C.. Oto Kiralama isimli işyeri yetkilisi müşteki arasında kira sözleşmesi düzenlendiği, sanığın aracı kira süresi sonunda getirmeyerek, işyeri yetkilisine karşı güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilmekle, bu suçla ilgili şikayet hakkının, sanığa aracı kiralayan işyeri yetkilisine ait olduğu, sanığın durumu savcılığa intikal ettirmesinin ihbar niteliğinde olduğu, kaldı ki araç bulunduktan sonra müştekinin alınan beyanında herhangi bir kimseden şikayetçi olmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla müştekinin süresinde yaptığı herhangi bir şikayetin bulunmadığı dikkate alınarak, sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesi kapsamında, aynı Kanun’un 73/4. ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devam etmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.