Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/20057 E. 2014/12538 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20057
KARAR NO : 2014/12538
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/188491
MAHKEMESİ : Bayburt Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2010
NUMARASI : 2009/215 (E) ve 2010/77 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Mağdur R.. K..’ın, kendisine ait .. plakalı olan aracını satılması amacıyla diğer mağdur R.. K..’ın sahibi bulunduğu Kanuni isimli oto galerisine teslim ettiği, adı belirtilen galeride işçi olarak çalışan sanığın, söz konusu aracın içersindeki oto teybini, sahibinin bilgisi ve rızası dışında alarak ikametine götürdüğü, araç içerisinden sökülerek götürüldüğü belirlenen söz konusu oto teybinin, sanığın evinde yapılan adli arama sonucunda ele geçirilerek mağdur R.. K..’a teslim edildiği, bu şekilde sanığın, üzerine atılı olan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın savunmalarına, olay yeri inceleme raporuna, adli arama tutanağına, mağdurların aşamalardaki beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, evinde yapılan adli arama sonucunda çalıştığı galeride bulunan araçlara ait iki adet oto teybinin bulunmuş olması karşısında; eyleminin sabit olduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş ve sanık tarafından söz konusu oto teybinin mal edinme kastıyla evine götürüldüğüne dair yeterli delil elde edilemediği gerekçeleri ile bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
1-5237 sayılı TCK’nın 155/2. madde ve fıkrasında düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi gerekmekte olup, somut olayda söz konusu galerideki araçların temizlik işlerinin yapılması amacıyla sadece kontak anahtarları teslim edilen aracın içerisinden, kabloların sökülmesi suretiyle teybinin alınıp götürülmesine ilişkin sanığın eyleminin, hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan hüküm kurmak suretiyle fazla ceza tayini,
2-Kabule göre de;
a-Yargılama konusu olan suç ile ilgili olarak hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
b-5237 sayılı TCK’nın 53.maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunma haklarından yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindeki kişiler yönünden ise söz konusu hak yoksunluklarının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gerektiği gözetilmeden kanundaki düzenlemeye aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi gereği sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.