YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20029
KARAR NO : 2014/12485
KARAR TARİHİ : 23.06.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/290516
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/06/2010
NUMARASI : 2009/980 (E) ve 2010/206 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Kapari isimli bitkiyi yetiştirmek isteyen katılana, destekleme parası vereceğini vaat eden sanığın, masraf adı altında muhtelif zamanlarda olmak üzere toplam 18000 TL para alarak haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;
Katılanın aşamalarda verdiği ifadelerinde; kapari bitkisi yetiştirmek istediğini, Burdur ilinde M..M..ile tanıştığını, M.. M..endisine, Ankara’da Danışmanlık Şirketi bulunan sanık tarafından desteklendiğini belirterek sanığın yetkilisi bulunduğu firmaya kendisini yönlendirdiğini, bunun üzerine Ankara’ya giderek sanık M.. A.. ile tanıştığını, sanığın, kendisine Kapari bitkisinin teşvik parasını kesin olarak alacağını belirttiğini, bu duruma inanarak sanığa 4400 TL para teslim ettiğini, bir süre sonra sanığa ikinci kez Çeşme postanesi aracılığıyla 3000 TL parayı havale yoluyla gönderdiğini, aradan bir müddet sonra
sanığın bürosuna gittiğini, sanığın, burada teşvik parası alan başka kişilere ait dosyaları göstererek kendisinde güven oluşturduğunu, bu nedenle kendisine 3600 TL daha para verdiğini belirttiği anlaşılmakla; katılanın beyanında ismi geçen M.. M..ın açık adres ve kimlik bilgilerinin tespit edilerek konu ile ilgili ayrıntılı beyanına başvurulması, sanığı tanıyıp tanımadığı, katılanı hangi amaçla sanığa yönlendirerek irtibat kurmasını sağladığı, sanığın gerçekte bir şirketinin bulunup bulunmadığı ve kendisine sanık tarafından bitki yetiştirmesi ile ilgili teşvik veya başka ad altında para ödemesi yapılıp yapılmadığının sorularak öğrenilmesi, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gerekli olan yazışmaların yapılarak sanığın, adı belirtilen bitkinin yetiştiricilerine herhangi bir şekilde ve teşvik adı altında para ödemesi yapma hususunda danışmanlık hizmeti veren bir şirketin sahibi olup olmadığı, katılanın ifadesinde geçen ve sanığın yetkilisi olduğunu öne sürdüğü danışmanlık şirketinin gerçekte var olup olmadığı, böyle bir şirket var ise sanığın sahibi veya yetkilisi olup olmadığının tespiti; sanığın şirket sahibi olduğunun belirlenmesi halinde şirketinin faaliyetinin konusunun belirlenmesi; ayrıca sanığın katılana yönelik ne şekilde hileli hareketlerde bulunarak haksız menfaat temin ettiği veya hangi vaatte bulunmak suretiyle para aldığı, vaatte bulunduğu iş ile ilgili olarak yetkili olup olmadığı hususlarının somut bir şekilde tespit edilip açıklığa kavuşturulmasından sonra ve toplanan delilere göre somut olayda dolandırıcılık suçunun unsurlarının ne şekilde oluştuğunun karar yerinde tartışılarak sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucunda ve yetersiz gerekçelere dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.