Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/20026 E. 2014/12484 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/20026
KARAR NO : 2014/12484
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/275399
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/01/2010
NUMARASI : 2009/322 (E) ve 2010/18 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın cezaevinde bulunduğu sırada kendisine tebligat çıkarıldığında cezaevinden tahliye olduğu belirtilerek aynı isimde olan ancak farklı bir kimlik numarasına sahip başka bir kişinin adresinin tebligat evrakına şerh düşüldükten sonra bila ikmal iade edildiği ve gerekçeli kararın, söz konusu tebligat parçasında belirtilen; ancak sanığa ait olmayan ikamet adresine 35.maddeye göre tebliğ edildiği, temyiz edilmemesi üzerine de hükmün kesinleştiği, tebligat evrakında adresi belirtilen kişinin sanık olmadığı tespit edildiğinden, sanığa usulüne uygun bir tebliğin yapılmadığının anlaşılması karşısında; sanığın temyiz talebinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Çorum ilinde ikamet eden Mu..Y..isimli kişiye ait ve iş yerinin önünde park halinde bulunduğu sırada çalınan, gerçekte .. plakaya tescilli olan, ancak çalındıktan sonra sahte .. plaka takılıp buna ilişkin sahte ruhsat tanzim edilen aracı, bir şekilde temin eden sanık M.. P..’ın, söz konusu aracı, otomobil alım satım işi ile uğraşan şikayetçi A.. B..’a adi satış sözleşmesi düzenlemek suretiyle, 25000 TL’ye satıp, 10000 TL’lik kısmını da peşin alarak haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;
1-Tüm dosya kapsamına göre; söz konusu aracın, Çorum Emniyet Müdürlüğünde görevli olan ekipler tarafından, 21.05.2007 tarihinde A.. K..isimli kişide olduğu sırada ele geçirildikten sonra ruhsat sahibi M..Y..’e teslim edildiği ve ele geçirilen aracın motor ve şasi numarasından yapılan sorgulamasında; gerçek plakasının ..olduğu, yakalandığı sırada üzerinde bulunan .. .. plakasının ve buna ilişkin ruhsatın sahte düzenlenmiş olduklarının belirlenmesi üzerine, söz konusu sahte plaka ve ruhsata el konulduğu, hırsızlık ve resmi belgede sahtecilik suçlarına ilişkin Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 2007/3877 numaralı hazırlık dosyası üzerinden ayrı bir soruşturmanın yürütüldüğü ve bu soruşturma kapsamında aracın ele geçirildiği kişi olan A.. K..’in, şüpheli sıfatıyla vermiş olduğu ifadesinde; söz konusu aracı, Ankara Keçiören ilçesinde “O.. Oto galeri” isimli işyerinin sahibi olan şikayetçi A.. B..’dan 25.000 TL bedele satın aldığını belirttiği, şikayetçi A.. B..’ın hazırlık aşamasında verdiği ifadesinde; bu hususu doğrulayarak söz konusu aracı A.. K..e kendisinin sattığını; ancak kendisinin de söz konusu aracı M.. P.. isimli kişiden satın aldığını, alım satıma ilişkin olarak 14.02.2007 tarihli satım sözleşmesi düzenlendiklerini, sanık M.. P..’ın, satıcı sıfatıyla düzenlenen bu sözleşmeyi imzaladığını beyan ettiği, belirtilen sözleşmede şahit sıfatıyla imzası bulunan ve şikayetçi A.. B..’ın iş ortağı olan O.. Y..’in tanık olarak alınan ifadesinde; çalıntı olduğu tespit edilen aracın, M.. P.. tarafından galeriye getirilerek şikayetçi A.. B..’a satıldığını ve buna ilişkin satım sözleşmesinin düzenlendiğini doğruladığı, şikayetçi ile tanık O.. Y..’in Emniyet Müdürlüğünde suçlular albümünde sanık M.. P..’ı resminden kesin olarak teşhis ettikleri, soruşturma aşamasında ifadesi alınamadığından çıkarılan yakalama emri üzerine ele geçirilen sanığın, kovuşturma aşamasında alınan ifadesinde özetle; söz konusu aracı kesinlikle satın almadığını, böyle bir aracı kullanmadığını, söz konusu satım sözleşmesi altındaki imzanın da kendisine ait olmadığını savunması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından; Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, söz konusu aracın çalınması, ruhsatı ile plakasının sahte olarak düzenlenmesine ilişkin eylemlerden dolayı yürütülen soruşturma veya kovuşturmanın akıbetinin araştırılarak hukuki ve fiili irtibatın bulunması halinde bu yargılama dosyası ile birleştirmesinin düşünülmesi aksi halde bir örneğinin dosya çerisine eklenmesi, dosya içerisinde yer alan “O. Oto Satış Mukavelesi” başlıklı satım sözleşmesi altında satıcı bölümündeki M.. P.. ismi altındaki imzanın sanık M.. P.. el ürünü olup olmadığının belirlenmesi amacıyla imza incelemesi yaptırılması ve tüm bu hususların net bir şekilde açıklığa kavuşturulmasından sonra toplanan delillere göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a-İddianame ile talep edilmediği halde, ek savunma hakkı tanınmadan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesine muhalefet edilmesi,
b-5237 sayılı TCK’nın 53.maddesi uyarınca sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının, kasten işlenen suçtan dolayı verilen hapis cezasının kanuni sonucu olmasına rağmen kararda gösterilememesi,
c-Adli para cezalarının 5083 sayılı kanun’un 1. maddesi ile 01/01/2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu’nun 04/04/2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.