YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/19962
KARAR NO : 2014/12858
KARAR TARİHİ : 25.06.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/240780
MAHKEMESİ : Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2010
NUMARASI : 2009/764 (E) ve 2010/270 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık (suç vasfı değişikliği nedeniyle hırsızlık)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Hırsızlık suçunda ise; menkul bir malın, sahibinin rızası dışında alınması, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerindeki zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesi söz konusudur.
12.10.2009 tarihli iddianamedeki “Müşteki ve abisi, şüpheli tarafından telefonla çağrılarak gönderilen şahıslarca bilinmeyen bir adrese götürülmüş ve kimliği tespit edilemeyen şahıslar, Ö.. M.. adlı şahsın üzerinden 5.000,00 TL parasını alıp kaçarak uzaklaşmışlardır.” şeklindeki anlatım; tanık Ö.. M..’ın da kovuşturma aşamasındaki 16.02.2010 tarihli oturumdaki, “dört kişi bana saldırarak parayı aldılar” şeklindeki beyanı karşısında eylemin 5237 sayılı TCK’nın 148. maddesinde öngörülen yağma suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.