Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/19896 E. 2014/12601 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/19896
KARAR NO : 2014/12601
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/331001
MAHKEMESİ : Antalya 9. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2010
NUMARASI : 2008/825 (E) ve 2010/124 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Şikâyetçilere ait işyerinde çalışan sanığın, 03.01.2006-03.04.2007 tarihleri arasında şirketin banka hesaplarına ait internet bankası şifrelerini onların bilgi ve rızaları dışında kullanarak kendisine ait telefon faturaları ile kredi kartı borçlarını EFT yoluyla ödediği, bu kapsamda bankalarda bulunan hesaplardan toplam 31.846,89 TL parayı aktardığı, şirkete borcu olan kişilerin sanığa ödeme yapmalarına rağmen bu ödemeleri şirket kayıtlarına intikal ettirmediğinin iddia edildiği olayda; sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında, katılanın kredi kartı borçlarını ödeyememesi nedeniyle kendi kartlarını kullandırdığını, kartlarının limitlerinin dolması üzerine bu kez ablasının kredi kartından şirket için 2.000 TL tutarında harcama yapıldığını, aynı şekilde katılana alınan 295,00 TL değerindeki takım elbisenin de bu kartla çektirildiğini belirtmesi ile dosya kapsamı ve bilirkişi raporundan yalnızca 1.779,228 TL’nin sanığın uhdesinde kaldığının anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, savunma doğrultusunda sanığa,ablasına ait hangi banka kartını kullandığı sorulup, suç tarihlerine ilişkin hesap özetleri getirtilerek gerekirse harcamalara ilişkin ablasının tanık sıfatıyla beyanına başvurulmasından sonra, sanığın uhdesinde para bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla uzman bilirkişiden yeniden rapor aldırılmasından sonra, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.