YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/19873
KARAR NO : 2014/12738
KARAR TARİHİ : 24.06.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/325209
MAHKEMESİ : Silopi 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/11/2009
NUMARASI : 2009/76 (E) ve 2009/1109 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Katılan şirketin nakliyesini üstlendiği dolum tesislerinden JP-8 yakıtı yükleyen ve tartım yapıldıktan sonra aracı mühürlenen sanığın, araçla Silopi yakınlarındaki Cudi dinlenme tesislerine geldiğinde katılan şirketi aradığı, sigortasının yaptırılmadığını öğrenince aracı hakkında verilen hüküm temyize gelmeyen A.. K..’a bırakarak olay yerinden ayrıldığı, aracın Abdi yönetiminde Habur’a ulaştığında, gümrük memurları tarafından araçta yapılan incelemede 580 kg JP-8 yükünün eksik olduğunun tespit edildiği, sanığın bu miktar JP-8 yükünü mal edindiğinin iddia edildiği somut olayda; sanığın savunmalarında, eksikliğin, hangi sebepten kaynaklandığını bilmediğini, yükü aldığı gibi getirdiğini beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; 17.08.2008 tarihli aktarma kaçak olay tespit, yakalama ve muhafaza altına alma tutanağında tankerde herhangi bir kaçağın bulunmadığının bildirilmesi karşısında sanığın mal edindiği kabul edilen 580 kg JP-8 yükünü aracından nasıl boşalttığı belirlenerek, katılan şirketten aynı gün yüklenen diğer araçların da tespit edilerek bu araçların Habur Gümrük Kapısı’ndan çıkış yaptıklarının belirlenmesi halinde Habur Gümrük Kapısında alınan kantar tartım sonuçları da soruşturulup araçların tümünde yük eksikliği olup olmadığı tespit edilerek, sanık M.. M..’in aracı C..Tesisin de hakkında verilen hükmü temyize gelmeyen sanık A.. K..’a teslim ettiğini beyan etmesi, sanık A..’nin ise aracı şirket yetkilisi O.. A..’tan tır parkında teslim aldığını beyan etmesi karşısında taraflar ile O.. A..ın usulüne uygun olarak dinlenmesi suretiyle beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ile Abdi‘nin aracı teslim aldıktan ne kadar süre sonra Habur Gümrük Kapısına işlemler için getirdiğinin belirlenmesi sonucu toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre;
1-TCK’nın 52/4. maddesine göre; “kararda, adli para cezasının sanıktan 20 eşit taksitle tahsiline ” karar verildiği halde, taksit aralığının açık bir şekilde gösterilmemiş olması,
2-Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının, paraya çevrilmesi ve hapisten çevrilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında uygulanan TCK’nın 52/2 ve 52/4 maddelerinin gösterilmemesi suretiyle, CMK’nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.