Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/19870 E. 2014/12697 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/19870
KARAR NO : 2014/12697
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/325187
MAHKEMESİ : Silopi 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/04/2010
NUMARASI : 2006/422 (E) ve 2010/387 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Sanığın, katılan tarafından nakliyesi üstlenilen 23860 kg’lık motorin yükünü yurt dışına götürmek üzere teslim aldığı, Habur Gümrük Kapısı’ndaki kontroller sırasında alınan numunelerin karşılaştırılması sonucunda sevk gümrüğü ile Habur Gümrük Kapısı’nda alınan numuneler arasında fark olduğunun tespit edildiği, sanık tarafından yükün içerisine bir madde karıştırılıp bu miktarın kendi yararına sarf edildiği iddia olunan olayda; ODTÜ Petrol Araştırma Merkezine düzenlettirilen 29.06.2005 tarih ve 5-..nolu raporuna konu numunenin, dava konusu motorinin nakil aracına yüklenmesinden 21 gün önce malın yüklendiği antrepodan alınması, sanığın verilen güzergahtan ayrılmadan gümrük kapısına geldiği ve transit konusu eşyayı herhangi bir şekilde değiştirmediğini ısrarla beyan etmesi, transit eşyanın işlemi yapan gümrük idaresinin anılan eşyayı taşıyan araç üzerinde mühür bozulması ya da başka bir müdahalede bulunduğuna dair herhangi bir tespitin dosya içinde bulunmaması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından,
1-Dava konusu eşya hakkında, suça konu sanığın aracında yakalanan motorin ile yükleme yerindeki motorin numunelerine ait analiz raporlarının TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’ne gönderilerek, numune raporunda belirtilen yükleme yapılan antrepodaki motorin ile sanığın aracında yakalanan motorinin aynı ürün olup olmadığı, sanığın aracında yakalanan motorinin analiz raporu sonuçlarına göre yük alındıktan sonra içine yabancı bir madde konulması suretiyle mi değerlerinin değişmiş olduğunun kesin olarak tespit edilip edilemeyeceğinin sorulması,
2-Dava konusu motorinin yüklendiği antrepoda depolanan ve 13.06.2005 tarihinde numune alınıp analizi yapılan akaryakıtın, depolama tarihi ile sanığın yönetimindeki araca yüklendiği tarihe kadar olan zaman dilimindeki stok kayıtları ile yükleme kayıtlarının araştırılarak, depolama tarihinde antrepoya anılan akaryakıttan ne miktarda konulduğu ve bu akaryakıtın antrepoya konulduğu tarihten sanığın aracına yüklendiği tarihe kadar ne kadar motorinin depodan çıkışının yapıldığı belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması,
Kabule göre;
1-TCK’nın 52/4. maddesine göre; “kararda, adli para cezasının sanıktan 20 ve 5 eşit taksitle tahsiline ” karar verildiği halde, taksit aralığının açık bir şekilde gösterilmemiş olması,
2-Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
3-Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının, paraya çevrilmesi ve hapisten çevrilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında uygulanan TCK’nın 52/2 ve 52/4 maddelerinin gösterilmemesi suretiyle, CMK’nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.