Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/19869 E. 2014/12661 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/19869
KARAR NO : 2014/12661
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/325185
MAHKEMESİ : Silopi 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/02/2010
NUMARASI : 2008/352 (E) ve 2010/121 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Katılan şirketin nakliyesini üstlendiği dolum tesislerinden JP-8 yakıtı yükleyen ve tartım yapıldıktan sonra aracı mühürlenen sanığın araçla Habur’a ulaştığında, gümrük memurları tarafından araçta yapılan incelemede 440 kg JP-8 yükünün eksik olduğunun tespit edildiği, sanığın bu miktar JP-8 yükünü mal edindiğinin iddia edildiği somut olayda; sanığın savunmalarında, tartım için başka tankere yapılan aktarma sırasında yükün bir kısmının zayi olduğunu ve bir miktarının da yolculukta sıcaktan dolayı fire verdiğini beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; 15.06.2008 tarihli aktarma kaçak olay tespit ve muhafaza altına alma tutanağında tankerde herhangi bir kaçağın bulunmadığının bildirilmesi karşısında sanığın mal edindiği kabul edilen 440 kg JP-8 yükünü aracından nasıl boşalttığı belirlenerek, yükleme tarihi olan 09.06.2008 ile Habur’da yapılan tartım tarihi olan 15.06.2008 tarihleri arasında yakıtın uçucu özelliği nedeniyle eksilme olup olmayacağı, aracın ağırlığındaki eksilmenin normal olup olmadığının araştırılması, katılan şirketten aynı gün yüklenen diğer araçların da tespit edilerek bu araçların Habur Gümrük Kapısı’ndan çıkış yaptıklarının belirlenmesi halinde
Habur Gümrük Kapısında alınan kantar tartım sonuçları da soruşturulup araçların tümünde yük eksikliği olup olmadığı tespit edilerek, toplanan deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre;
1-Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
2-TCK’nın 52/4. maddesine göre; “kararda, adli para cezasının sanıktan 20 eşit taksitle tahsiline” karar verildiği halde, taksit aralığının açık bir şekilde gösterilmemiş olması,
3-Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının, paraya çevrilmesi ve hapisten çevrilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında uygulanan TCK’nın 52/2 ve 52/4. maddelerinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.