Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/19864 E. 2014/12739 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/19864
KARAR NO : 2014/12739
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/316301
MAHKEMESİ : Amasya 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/07/2010
NUMARASI : 2010/145 (E) ve 2010/51 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Katılanın K.. Ticaret isimli işyerinde deterjan ve temizlik malzemeleri sattığı, sanığın bu işyerinde satış elemanı olarak çalıştığı, sahte faturalar düzenleyerek iş yerinden mal çıkışı yaptığı, sattığı malların karşılığını aldığı, paraların miktarını katılana karşı düşük göstererek fazlasına kendisinin el koyduğu ayrıca bazı malları şahsi borcuna karşılık verdiği, böylece katılan ile olan hizmet ve güven ilişkisini kötüye kullandığı iddia edilen olayda; sanığın aşamalardaki savunmalarında atılı suçu işlemediğini, şirket adına tahsil ettiği paraları katılana ödediğini beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; suç dönemini kapsayacak şekilde yapılan tahsilatlara ilişkin şirket kayıt ve belgeleri ile işyerinde kullanılan muhasebe programı üzerinde ve katılan ile müşteri firma defter, kayıt ve belgelerinin incelettirilerek var ise usulsüz tahsilatların hangi müşteri için söz konusu olduğu hususunda alanında uzman bilirkişi heyetine yaptırılacak inceleme ile yapılan tahsilatlarla firma kayıtlarının uyumlu olup olmadığı, sanığın iddia edildiği üzere müşterilerden tahsilat yapıp, şirkete aktarıp aktarmadığının kesin olarak araştırılıp tespiti ve diğer şirket çalışanları belirlenip tanık olarak dinlenilmelerinden sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.