Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/19712 E. 2014/12387 K. 19.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/19712
KARAR NO : 2014/12387
KARAR TARİHİ : 19.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/237900
MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2010
NUMARASI : 2008/482 (E) ve 2010/208 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunda, başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, cezalandırılmaktadır. Zilyetlik rızayla faile devredilmelidir.
Katılanın muhasebecisi olan sanığın, müştekinin şirketine ait SSK prim ve vergi dairesine yapılacak ödemeler için müaddit dönemlerde para tahsil ettiği halde bahse konu paraları ilgili yerlere yatırmamak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda;
Serbest muhasebecilerin 3568 sayılı Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirlik Kanunu’nun 2/A maddesinde belirtilen görevleri arasında prim ve vergi borcunu yatırmak gibi bir görevinin olmadığı, ayrıca Türkiye Serbest Muhasebiceler Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinin Mecburi Meslek Kararlarına ilişkin 26.01.1996 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 1996/1 sayılı genelgesinin 1. maddesinde yer alan “meslek mensupları, müşteri adına üçüncü kişilere ödeme yapmak üzere her ne isim altında olursa olsun mali değerler alamazlar” şeklindeki hükmüne göre, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesindeki “güveni kötüye kullanma” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanığın aynı Kanun’un 155/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kabule göre;
5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’ nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.