Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/19707 E. 2014/12391 K. 19.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/19707
KARAR NO : 2014/12391
KARAR TARİHİ : 19.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/230918
MAHKEMESİ : İzmir 4. Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/04/2010
NUMARASI : 2009/371 (E) ve 2010/272 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık (Değişen suç vasfıyla hırsızlık)

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden almak, hırsızlık suçunun temel şeklidir. Taşınır malın alınmasının suç oluşturabilmesi için, zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir.
Suça sürüklenen çocuğun fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiği hakkındaki yargılama ayrı dosyada devam eden annesi T.. T.. ile peş peşe mağdurun bakkal dükkanına geldikleri, birbirlerinden bağımsız gibi hareket ederlerken, T.. T..’in çay almak istediğini söyleyerek fiyatını sorduğu, kilosunun 15 TL olduğunun söylenmesi üzerine 100 TL verip 1 kilo istediği ve mağdurun da kendisine 85 TL verip, çayı tartmaya başladığı, bu esnada suça sürüklenen çocuğun, mağdura sürekli dükkanda bulunan malzemelerin fiyatlarını sorduğu, bu esnada T.. T..’in mağdurdan almak istediği çayın fiyatından indirim yapmasını istediği, mağdurun indirim yapmaması üzerine almaktan vazgeçtiğini söyleyip, parasını geri istediği, mağdurun 100 TL’yi iade etmesi üzerine, T.. T..’in para üstünü mağdura verdiği, mağdurun yanında bulunan kardeşi A.. G..’nün para üstünü sayması konusunda mağduru uyarması üzerine, suça sürüklenen çocuk ve annesinin apar topar bakkaldan çıktıkları, 50 TL’nin eksik olduğunu farkeden mağdurun hemen dükkandan çıkıp baktığında suça sürüklenen çocuk ve T.. T..’in olay yerinde bekleyen bir araca binip uzaklaştıklarını görmesi üzerine durumu kolluk güçlerine bildirdiği ve daha sonra aracın tespit edilerek, içerisinden suça sürüklenen çocuk ve annesinin yakalandığı somut olayda; sanık ve suça sürüklenen çocuğun birlikte hareket ederek hileli hareketlerle mağduru hataya düşürüp, haksız menfaati temin etmeleri, paranın mağdurun rızası hilafına değil, hile kullanılarak alınması karşısında, eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, bu bağlamda sanık T.. T.. hakkındaki kamu davasının sonuçlanıp sonuçlanmadığı araştırılarak, kesin hükümle sonuçlanmış ise onaylı bir örneğinın dosya arasına alınması, dava derdest ise aralarında fiili ve hukuki bağlantı bulunan dosyaların bir arada görülüp görülmeyeceği hususunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla ve hatalı değerlendirme ile suça sürüklenen çocuğun hırsızlık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından CMK 326/son hükmü uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.