Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/19368 E. 2014/12206 K. 18.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/19368
KARAR NO : 2014/12206
KARAR TARİHİ : 18.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/221496
MAHKEMESİ : Antalya 3. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2009
NUMARASI : 2008/779 (E) ve 2009/1132 (K)
SUÇ : Bedelsiz senedi kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı yada kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.
Katılan ile sanıklardan S.. O.. arasında bir taşınmaz üzerindeki gecekondunun yıkılıp üzerine yeni bir bina yapılarak bir dairesinin katılan’a verilmesi ve bu kapsamda katılan tarafından toplam 30 bin TL’nin sanık Sabahattin’e ödenmesi hususunda 20.04.2005 tarihli bir protokolün düzenlendiği, bu protokol içeriğinde ödenecek paradan 15 bin TL’nin 10/10/2005 tarihinde ödeneceğinin kalan 15 bin TL’nin ise katılan tarafından fayans ve inşaat işciliği yapılarak ödeneceğinin kayıtlı olduğu, nakit ödenecek para ile ilgili sadece miktarı yazılı boş senet düzenlendiği, sonrasında aralarındaki anlaşma içeriğinin yerine getirilmemesi nedeni ile bina yapma işinin ve katılana daire teslim etme durumunun mevcut olmadığı, buna rağmen katılan tarafından sanık Sabahattin’e verilen senedin daha sonra diğer sanık M.. B.. tarafından Antalya 4. İcra Müdürlüğü’nün 2006/3111 sayılı takip dosyası ile icraya konulduğu bu suretle her iki sanığın da bedelsiz senedi kullanma suçunu ayrı ayrı işledikleri iddia edilen somut olayda;
Katılan hakkında Antalya 4. İcra Müdürlüğü’nün 2006/3111 sayılı icra takip dosyasından 03.03.2006 tarihli ödeme emrinin 23.03.2006 tarihinde katılana tebliğ edildiğinin, 17.08.2006 tarihinde de haciz işlemi yapıldığının anlaşılması karşısında; katılan Ş.. H..’nın 16.10.2007 tarihinde verdiği şikayet dilekçesinin TCK’nın 73/1-2. maddesi gereğince altı aylık şikayet süresi içerisinde bulunmadığı gerekçesi ile şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. O.., katılan vekili, sanık M.. B.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.